Tarih sahnesinden birisi daha silindi.
Irak’ın diktatör lideri, bir ipin ucunda can verdi.
Kimilerine göre kral, baş tacı ve süper lider, kimilerine göre de zalim, insafsız ve önemli tehdit kabul edilen Saddam idam edildi.
Bir kesim, idama sevinip bayram yaparken, diğer bir kesim de haksızlık yapıldığını düşünerek tepkisini ortaya koymaya çalışıyor.
Şu bir gerçek ki, bu idam, Saddam’ın sonu olurken bölgenin ve dünyanın kaderini değiştirecek bazı olayların da başlangıcı olacak.
Bu konuda çok şey dinlediğiniz için aynı şeylere değinmek istemiyor ve farklı bir ayrıntıya dikkat çekmek istiyorum.
O da, Saddam’ın kendisini “Şehit” ilan etmesi…
Garip…
Bir insan kendisinin veya başkasının şehit olduğuna kesin gözle bakabilir mi?
Şehit olmayı ümit edebilir, umabilir yada şehit kabul edilmek için dua edebilir ama kesin dille iddia edemez. Bunu bir başkası için yapsa dahi kendisi için söylemesi kulağa hoş gelmez.
Nasıl bir garantimiz var ki… Yada neye, kime güveniyoruz…
İslamiyet şehitlik için gerekli değerleri ve kriterleri belirtmiş. O kadar yüce bir makam ki, şekilsel olarak şartları taşımanız yetmiyor. İçinizin, niyetinizin de uygun olması gerekli.
Buna göre, bana kalırsa, Saddam’ın ölümü şekil açısından bile düşündürücü.
Neden mi?
Liderliği aldığı günden, öldüğü ana kadar geçen süreyi kısaca değerlendirdiğimizde bunun cevabı açıktır.
Kimdir Saddam?
Süper cesur bir imaj eşliğinde dikta bir kanun koyucu…
Tüm halka hükmeden ve karşısında güç tanımayan bir kahraman…
Damatlarına bile acımayacak kadar sert bir karakter…
Kendisine tehdit hissettiği için bir beldeyi toptan cezalandırabilen bir başkan…
Çevre ülkelerle savaşmaktan çekinmeyen vatansever bir lider…
Özetle; kahraman, cesur, sert, savaşcı, milliyetçi bir önder…
Sonra… Yeni bir savaş daha…
Binlerce kilometre uzaktan gelen düşmanlar, Irak topraklarını çiğner ve hızla ilerler. Saddam ve askerleri, birkaç çatışmadan sonra kaybolur.
Onları mahvedeceğiz, bozguna uğratacağız diye atıp tutan Iraklı savaşçılar yer yarılmış içine girmişlerdir.
Gerçekten de böyle olmuştur…
Savaşçılar yer altında saklanmaya başlamıştır.
Ve tek tek yakalanarak ya da öldürülerek, dünya medyasına teşhir edilmişlerdir.
Vee Saddam…
O da, tıpkı diğerleri gibi saklandığı delikten yaka paça çıkarıldı.
İçler acısı bir görüntü…
Düşman askerlerinin kolları arasında; acizliğin, korkaklığın, hüsranın, yenilginin yürüyüşünü izledik…
İdam sehpasında son bulan bir yürüyüş…
Böyle olmamalıydı…
O ve askerleri cepheden kaçmamalıydı,
Saddam hayatını cephe yerine, ipte kaybetti…
Kendisinin ve halkının onurunu ise o çukurda…