Ali Görkem Userin
Kitabın çoğul hâli diyebiliriz özetle kitaplık için. Lâkin, kitabın ev(deki) hâli dersek de yanlış söylemiş olmayız. Çünkü hem evdedir kitaplık hem de evidir kitabın.
Küçük bir çocukken, okumayı yeni yeni söktüğüm günlerde, uyumadan evvel, öbür odadan sızan loş ışığın yardımıyla kitaplıkta esas duruşta dimdik duran kitapların sırtlarını okumaya çabalardım. Kitap adı ve yazar adı ayrı şeyler değil, bir bütündü. “Anna Karenina Tolstoy” vardı mesela yan yana birkaç tane. Sonra onun yanında “Karamazov Kardeşler Dostoyevski”. Onun da yanında ise “Netoçka Nezvanova Dostoyevski” duruyordu. Bir arada okunan bu garip kelimeler sanki bilmediğim bir dildeki gizemli bir şiiri oluşturuyordu yan yana dizilerek. Hem sonra, hep böyle garip mi oluyordu bu kitapların adları? Okuma sırası öbür raflara gelene kadar çoktan uyuyordum zaten. ...
Yalnızca sırtlarını okuduğum o kitapların, hiç anlayamasam da, belleğimde derin izler bıraktığını ise nedense çok sonra fark ettim.