İbrahim Refik
Yahudi devleti fikrinin babası olarak nitelendirilen Dr. Theodor Herzl, Philip Newlinsky vâsıtasıyla 1896`da Sultan Abdülhamid Hân`dan görüşme talebinde bulunur. Sultan`ın Newlinsky`ye söyledikleri tablo yapılacak kadar muhteşemdir: "Mösyö Herzl sizin arkadaşınız olduğuna göre, benim de dostum demektir; kendisine bu meselede artık hiç bir teşebbüste bulunmamasını öğütleyiniz. Benim bir karış toprak vermem bahis mevzuu olamaz. Zira istenen toprak bana ait değildir. O milletime aittir. Bu devleti kuran ve kanıyla besleyen milletime... Herhangi birisine vermek veya bizden koparılmasına râzı olmaktansa, yeniden kanımızla yıkamayı tercih ederiz.Benim, Suriye ve Filistin`den gelen iki alayım Plevne`de son neferine kadar şehid oldular. Türkiye bana değil, Türk Milleti`ne aittir. Bu imparatorluğun hiç bir parçasını hiç bir kimseye veremem. Yahûdiler şimdilik milyarlarını biriktirsinler. Kimbilir, birgün bu imparatorluk paylaşılırsa onlar da istediklerini belki de bir şey ödemeden elde edebilirler. Fakat ancak kadavramız paylaşılır, canlı vücuttan parça koparılmasına müsaade etmem.”
“Tam halkının adamı, eski İsrail peygamberlerine benziyor." diye tasvir ettiği Sultan Abdülhamid Han`ın bu ifadeleri karşısında Herzl`in, hâtıralarına kaydettiği şu satırlar da oldukça düşündürücüdür: "Sultan Abdülhamid`in gerçek bir devlet adamı büyüklüğünü aksettiren bu sözleri, her ne kadar o an için bütün ümitlerimi söndürse de, bana çok tesir etti ve heyecanlandırdı. Ölümü ve paylaşılmayı kabul eden bu kadercilikte trajik bir güzellik vardı ve madalyonun öteki yüzünde ise, son nefese kadar mücâdele irâdesini gösteriyordu."