Mustafa Güneş
Her şeyi unutun…
Öğrendiklerinizi ve tüm bildiklerinizi… Gördüklerinizi ve duyduklarınızı… Doktorların ve uzmanların uyarılarını… Hastane raporlarını ve istatistiklerini… Eş, dost, aile ve akraba nasihatlerini… Medyada çıkan haber ve resimleri… Kurum ve kuruluşların kampanyalarını… Konulan yasakları ve para cezalarını…
Ve içebildiğiniz kadar sigara için…
1 ise 2 ye, 2 ise 3 pakete çıkarın günlük içiminizi… Yoksa siz hala başlamayanlardan mısınız? Bu inanılmaz yanlışlığa bir an önce son verin. Şu an her ne yapıyorsanız bırakın ve en yakın büfeye ya da markete koşun. Sigaranızı alın ve seçkin insanlar zümresine dâhil olun…
Bol bol için…
Sakınmadan, parasını düşünmeden…
Derin derin çekerek, kesik kesik üfleyerek…
Biri biterken diğerini yakarak ve ara vermeden…
İşte keyif, işte karizma, işte hayat…
Fakat önemli bazı şartlara sahipseniz için sigarayı…
Yoksa bırakın ve bir daha elinize almayın.
İşte şartlar:
• Ünlü Fransız parfümlerini, kozmetik sektörünün şahane buluşlarını, ülkemizin nadide kolonyalarını takmıyor ve nikotin kokusunu tek geçerim diyorsanız ve ayaklı bir kül tablası gibi dolaşabiliyorsanız,
• Geceleri sizi uyutmayan öksürüklerinizin ve yanınızdakileri fitil eden horultularınızın, aslında hırsızlığa karşı geliştirilmiş güvenlik önlemi olduğunu düşünüyorsanız,
• Sabahları, milyon kere öksürdükten sonra gırtlağınızı parçalayarak önünüze düşen acayip şeye bakıp, torun sahibi olma hayali kurabiliyorsanız,
• Birikimlerinizi; döviz-borsa-repo-altın yerine, sigara firmalarına, hastane döner sermayelerine, doktorlara ve ilaç sektörüne teslim edecek kadar akıllı bir yatırımcı iseniz,
• Sağlıklı bir yaşam, güzel manzaralı bir ev, son model araba, iyi bir iş değil de; şehir mezarlığının manzaralı bir yerinde, kaliteli mermerle ve rengârenk çiçeklerle süslenmiş, başucunda da isminizi kazıdıkları taşın dikili olduğu bir mezar hayallerinizi süslüyor ve gitmek için sabırsızlanıyorsanız, İçin kardeşim için…