Hem resim, hem de içe işleyen bir ezgi anlamında musikidir. Dönen mevlevinin eteğindeki ahenk, dalganın seslenişidir.
Ebru, kalemsiz, fırçasız, kâğıt üzerine çiçek yapmaktır. Ecdat yadigarı bir sabır sanatıdır. Teknik tabiri ile "kitre ya da benzeri maddeler kullanılarak yoğunluğu arttırılmış su üzerine fırça ile içinde sığır ödü bulunan toprak boyaların serpilmesi suretiyle meydana gelen resmin kağıda geçirilmesidir.” Hem resim, hem de içe işleyen bir ezgi anlamında musikidir. Dönen mevlevinin eteğindeki ahenk, dalganın seslenişidir.
Ebru Çağatay bölgesi olan Buhara da doğmuş. İran’a uğrayıp Anadolu`ya gelmiştir. Ebre Çağatay dilinde hare gibi dalgalı kâğıt demekken AB RU Farsçada isim tamlaması "yüz suyu" anlamına gelmektedir. Bunun sıfat tamlaması karşılığı ise "su yüzü" dür. Bu ifade Anadolu`da ebru olarak adını almıştır. Ebru sanatı, 17.yy da Avrupa`ya Türk kâğıdı adı ile girer ve "marbling" adını alır.
Ebrunun hangi tarihten beri yapıldığını söylemek imkânsızdır. Eski tarihli kitapların ciltlenmesinde ebru kullanılmıştır. Fakat cilt kitabın yazım tarihinden ne kadar sonra yapılmıştır? Ebrunun üzerine atılan tarih delil olabilir ki bu şekilde en eski ebru Topkapı Sarayı’nda bulunan Arif’in "Guy-ı Çevgan” adlı eserindedir. Bunun tarihi 1539’u göstermektedir.
Çiçekli ebrunun başlangıcı olarak kabul edilen Hatip ebrusu adını Türk ebruculuğunda yeni bir sayfa açan Hatip Mehmed Efendi’den almıştır. Ebru çeşitleri olarak battal ebru, şal ebru, gel git ebru gibi pek çok çeşit bulunmaktadır. Tarihte bu sanatın iz bırakan bir ismi de Hezarfen [bin sanat sahibi] Şeyh İbrahim Efendi’dir. Ebru onun pek çok meziyetinden biriydi. Ünü saraya kadar yayılmıştı. Eserleri zamanının padişahı Abdülaziz’i büyülemiştir. Sultantepe Özbekler dergahı onun zamanında bir ebru okulu haline gelmişti. 20.yy da ebru sanatını günümüze taşıyan ebruculuğun efendisi, bugünkü çiçekli ebruyu uygulamaya başlayan Hafız Necmeddin Okyay da bu dergâhta yetişmiştir.
Ebru sanatının tarihi ve sanat yönü yanı sıra terapi amacıyla da kullanıldığı ebru meraklıları tarafından teslim edilen bir gerçektir.
Rûyetullah Sırrı
Ebrudaki görünen şu nukûşâta iyi bak,
Şuunât-ı ilâhîdir sıfatından ayan Hak
Nakş-ı sun`un pertevinden Hubb-u Rahman âşikâr,
Rûyetullah sırrıdır bu müsemmâdır her varak.
Besmeleyle tezgâh açıp ebru yapan kişiyiz,
Fırça ile su üstünde hüner satan kişiyiz,
Üstadımız Özbek Şeyhi hem Necmeddin hocadır,
Büyüklere boyun kesip Hakka tapan kişiyiz.
Ey Mustafa nakş-ı sevda sana neler öğretti,
Derûnunda duran nakkaş "Eynemâ"yı öğretti,
Bab-ı ebrû rehnümadır vech- bâkî fehmine,
Ârif olan bu ezharı bir noktadan seyretti.
Mustafa Düzgünman