
Ebubekir Kalkan
“Ne Biliyoruz ki!” filmini duydunuz mu?
Sessiz sedasız sinemalardan geçti, şimdilerde DVD’si piyasada. Yakında devamı olan “Down The Rabbit Hole” sinemalara gelecek. “Ne Biliyoruz ki!” bir filmden çok belgesel olduğu için sinema yazısı yazan sevgili Gökhan Erton’un izniyle bu ayki yazıma bu eseri konu ediniyorum.
Kısaca bahsetmek gerekirse “Kuantum Fiziği” yoluyla evrenin işleyişine, algıladığımız her şeye makro açıdan bir yaklaşımda bulunuluyor eserde. Ortaya çıkanları alçak gönüllü bir şekilde, samimi bir dille anlatmaya çalışıyor. Paralel kurguda bir fotoğrafçının hayatındaki keşifler, değişimler hikâye ediliyor. Son derece başarılı ve hatta eğlenceli 3D animasyonlarla bezenmiş yapımın anlatım gücü son derece yüksek. Kuantum Fiziği gibi zor bir konuyu zaten ancak böyle anlatabilirsiniz. Üstelik konusunda en yetkin 10 kadar bilim insanı bizlere gayet anlaşılır açıklamalarda bulunuyor.
Bundan iyisi Şam’da kayısı demek geçiyor insanın içinden. Düşünsenize, her şeyi ama her şeyi biraz daha iyi anlama fırsatı.
“Oku” emriyle başlamış vahiy. Bu sizce ne anlama geliyor, düşündünüz mü hiç? Hz. İbrahim önce aya, güneşe bakmış, etrafını iyice seyretmiş, sonra Allah’a ulaşmış.
Fizik… Evrenin işleyiş sistemini, içerden bakarak anlamaya çalışan bilim dalı. En azından şimdilik mecburen içerden… Bir nevi evrenin kanun kitabı. Bu bilime bugünlerde önemli sayfalar ekleniyor. Arşimed suyun kaldırma kuvvetini keşfetmiş ve siz hemen yanındaki çeşmede başınızdan aşağı su dökünüyorsunuz. Bu film size “Eureka, eureka!” diye bağırıyor. Ya bir “Hasbinallah” çekip devam edersiniz, ya da “Ne diyor bu adam yahu” deyip bir dinlersiniz…
Üzgünüm, size kötü bir haberim var; eğer bu anlattıklarım sizin için bir şeyler ifade ediyorsa artık bazı şeyleri anlamakla, öğrenmeye çalışmakla yükümlüsünüz demektir…
En büyük riski yüklenmişiz bile… Dağların yüklenmekten korktuğu yükü, irade ve imtihanı kabul etmişiz. “Kocakarı imanı” bana yeter diyemezsiniz. Eğer o “kocakarı” değilseniz Yaradan’ın sizden beklentileri var demektir. Yoksa sizi öyle yaratırdı. Muhtemelen şu anda bu yazıyı okuyor değil, küçük bahçesini çalı süpürgesiyle süpüren, önüne çıkan sarman kediye “pıst” diyen bir kocakarı olurdunuz. İstediğiniz kadar gülün geçin, içinizdeki bir yer, belki de kısık bir ses aslında bu yazıya hak veriyor, biliyorum. Bu film sayesinde ninemin okunmuş suyundaki hikmeti anlayabildim mesela. Şaşırtıcı değil mi?
Bu eserde, yüzyıllardır İbn-i Arabi’nin, Mevlana’nın eserlerinde anlatılanlardan küçük nüvelerin keşiflerine rastlayacaksınız. Harika değil mi?
Eğer kuantum fiziği sizi derinden sarsmadıysa, onu henüz anlamadınız demektir… demiş bir batılı eleştirmen. Bense kendilerine hak veriyor ve ekliyorum;
Eğer kuantum fiziği sizi derinden sarstıysa, tasavvufa meyliniz var demektir…