İbrahim Refik
Musul petrollerinin Akdeniz`e açılan kapısı olarak değerlendirilen Hatay, Osmanlı Devleti`nin son yıllarında İngiltere ile Fransa arasında yoğun bir paylaşım mücadelesine sahne oldu.
Bölgenin yakın tarihi çok girift ve hâlâ çok bakir.
İncelenip aydınlatılması gereken çok mesele var.
Bölge, özetle I. Dünya Savaşı sonrasında Fransız işgalini, ardından Fransız mandasındaki Suriye`ye bağlılık, daha sonra bir yıl kadar Hatay Cumhuriyeti (2 Eylül 1938 – 23 Haziran 1939) dönemlerini yaşadıktan sonra Fransa ile Türkiye arasında Ankara`da imzalanan bir anlaşmayla resmen Türk toprağı oldu.
Buna rağmen bugün hâlâ Suriye ile aramızda bir niza meselesidir ve medyamızda çıkan haberlere göre Hatay, Suriye haritalarında kendi toprakları olarak gösterilir.
Puslu Hatay tarihinin “Hatay Cumhuriyeti” dönemi ilginç ayrıntıları da beraberinde barındırıyor.
Örneğin, Türkler, bu bir yıl kadar süren bağımsız Hatay Devleti tecrübesi sırasında şapka giymeye başlamışlardır. Şapka orada Türklüğü temsil etmektedir. Fakat ilginçtir o sıradaki bazı Hristiyanlar da şapka giymektedirler. Bir anda kendilerini Türklerle aynı kıyafet modeli içinde bulan Hristiyanlar, sırf Türklere benzememek için şapkayı çıkartıp fes giymeye başlarlar. Türklerin sembolü olan fes Hatay`da Hristiyanların, Hristiyanların sembolü olan şapka ise Türklerin başındadır! Ve minel garaib!