
“-Bu sabah, evden çıkıp vakfa gittim... Acaba bugün bize bir hizmet düşer mi diye merakla orada vakit geçirirken, Rabbim sizi fakirhânemde ağırlamayı nasip etti, ne mutlu bana..”
16 Aralık Kayseri Şöleni’nden sonra bize evinde çok güzel bir akşam yemeği ikram eden gözü, özü, sözü, gönlü genç Metin abimizin sözleri bunlar. Allah esirgesin...
Ne güzel bir niyetle evden çıkmak bu, hem de bir pazar günü. Aslında kendin için kullanma hakkının bulunduğu bu izin gününde, Cenab-ı Hak’tan bir hizmet nasibi umarak evinden ayrılmak, evde de aynı niyeti taşıyarak dışarıdan haber bekleyen bir aileye sahip olmak herkese nasip olsun, herkese…
Sayısı yirmiden fazla, böylesine huzur dolu bir hânede, yüksek bir muhabbetle hazırlanmış sofrayı bulmanın memnuniyetiyle, Kayseri mantısını ev sahibinden artı üç tabak daha talep edecek kadar kendisini, evinde gibi rahat hisseden, yüzünden yorgunluğu silinmiş mübârek Genç grubu…
“-Aman kardeşler, tabakları bitirmezseniz içeriden bana “gızallar”… :) Ben, yemeği bitince yeniden yemek isteyen misafiri çok severim. Bu böyle dar zamanda oldu, kusura bakmayın; ne olur bir de yazın gelin, bizim bağda ağırlayalım sizi. Kendi el emeğimiz, göz nurumuzla hazırladığımız nimetlerden ikram edelim size.”
Ah be Metin abi… O gün pazar’dı değil mi?.. Senden de, o “içeri”den de Rabbimiz râzı olsun.