Memur olma sevdasındaki gençler! Devletin şahsında toplanan kudretin, itaatli birer işçisi olmaktan başka bir şeyle mükellef olmak istemeyenler nihayetinde tembeldir. Hakiki bir sorumluluğu ve verimliliği üzerinize almaya cesaret edip sivil çalışın!
Devlet Personel Başkanlığı’nın 2012 verilerine göre devletin 1,9 milyon memuru var. Türkiye’de kamu kurum ve kuruluşlarında toplam çalışan sayısı da 2,8 milyon. En fazla memur, %39,3 ile eğitim öğretim hizmetleri sınıfında istihdam ediliyor. Bunu, %20,1 ile genel idare hizmetleri, %13,4 ile sağlık hizmetleri izliyor. Devlet memurlarının %62’sini erkekler, %38’ini kadınlar oluşturuyor. “Devlete sırtını dayamak” tabiri belki de devlet kadar eskidir. Bugün devlet memurluğu, olanların memnun olmadığı, olmayanların da olmak için yoğun çaba sarfettiği bir meslek ve statü biçimi. Ta 1965’te kabul edilen bir devlet memurları kanunu var ki kanun numarası 657 olduğu için 657’ye tabi olmak diye meşhur olmuştur. Bir kanuna tabi olmak aslında bağlanmak ve sınırlanmaktır, ancak bizde sırtını dayamak ve rahatlamak olarak kabul görüyor. Zenginlerin haz, dar gelirlilerin rızık peşinde koştuğu bir dünyada yarın diye düşünülen, öte dünya değil, ekmek, statü ve kariyer dünyasıdır. Devlet memurluğunun bu üçü bir arada dünyası, herkesin yaptığı iş, sahip olduğu meslek kadar değerli, kazandığı para kadar itibarlı kabul edildiği bir dünyadır. Bir kişiyi adam yerine koyup koymamanın ölçüsünün, mevkisinin yüksekliği olan bir dünyada, oyunu kuralına göre oynamaktır memurluk. Devlet memurluğu garantili iş; neye, hangi inanca, düşünceye ya da kişiye hizmet verildiği, yapılacak işin fayda ve zararlarını kimse hesaba katmıyor. Memur olma sevdasındaki gençler! Devletin şahsında toplanan kudretin, itaatli birer işçisi olmaktan başka bir şeyle mükellef olmak istemeyenler nihayetinde tembeldir. Hakiki bir sorumluluğu ve verimliliği üzerinize almaya cesaret edip sivil çalışın!