11.04.2013 17:59

Genç Haber Merkezi

4004

Mine Taşdemir / Genç Haber Merkezi

Bu adamların neyi doğru ki diye sormadan edemiyorum kendime. Her türlü malayâniliği içinde barındıran bu programın amacı ne peki? Soru zor, basit cevap: Reyting…

Fazla reyting uğruna nelerini feda etmedi Türkiye halkı… Azar azar aralandı taviz perdesi, yetmedi sökülüp atıldı. Perdesiz camın ardından bakanlar ise, bir zamanlar yüzüğünün kaşında “Edep Ya Hû” yazanların torunları…

Reyting dediler, batı dediler, eğlence dediler, para-pul neyimiz varsa sömürdüler. Yetmedi ahlâkımıza göz diktiler…

Evli olan-olmayan nice çift, yarışma ödülü olan araba uğruna, her türlü kılığa büründüler, bürünüyorlar. Çok sevdikleri eşlerini, tıkış tıkış arabaya iteklemek normal görünür oldu, tıpkı eşlerini başka bayanların saçını başını incelerken izlemeleri gibi.

Oyun bu, adı üzerinde, sadece oyun…

Eş kıskanmanın yeri mi hem, ucunda milyarlık araba da var diye fısıldadı birileri, biz de o sese kulak verdik. Kaybettik, kaybediyoruz.

Kıskançlığı ve edebi bir kenara koyalım, yarışmanın her oyununda israfın baş göstermesine ne dersiniz? Oyunları bir de bu gözle izleyin, anlarsınız beni. Masa kırma oyunu, bardak taşıma oyunu, top patlatma oyunu, tabak kırma oyunu… Kırılan, dökülen onlarca nimet…

Kıskançlık ve edebin oturduğu sandalyeye, israfı da oturtalım şimdilik.

Yiyecek-içecekle oynanan oyunlara ne dersiniz peki? Onlarca fakirin doymasına vesile olabilecek yemeklerin, oyun uğruna kahkahalar arasında israf edilmesi hoşunuza gidiyor mu? Ya parası olmadığı için, ekranda görüp de istediği yiyeceği (lahmacun vs.) çocuğuna yediremeyen anneyi düşünüyor musunuz?

Sandalyede oturanların sayısı dörde çıktı değil mi?

“Malayâniyi terk etmek, kişinin Müslümanlığının güzelliğindendir.” buyuran bir peygamberin (s.a.v) ümmeti, şimdilerde malayânilikler içinde kendini kaybetmiş de haberi yok.

Bir araba uğruna taviz gömleğinin tüm düğmelerini açtık. Günün birinde hayâ gömleğimizin başkalarınca sıyrılıp alınmamasından da emin değiliz üstelik.

Âkıbetimiz ne mi olur, ben bilmem, O (c.c) bilir…