
Fotoğrafçılıkta ışık kullanım bilgisi bu işin alfabesi olarak görülür. Çünkü fotoğrafı fotoğraf yapan ışıktır. Tabii ışık deyince güneşli bir gün, berrak açık bir hava anlaşılmasın sadece. Bırakın güneşli bir havayı gece karanlığı bile fotoğraf çekmek için yeterli ışığa sahiptir. Yeter ki onu kullanmasını bilelim.
1-) Muhammed Yıldız’ın çalışan inşaat işçilerini gösteren gün batımı fotoğrafı, ışık kullanımının etkilerini gösteren örnek bir fotoğraf olmuş. En baştan şunu sölemeliyim; Işığın fotoğraf sanatında önemi ve gücünü gösteren güzel bir çalışma. Gün içinde bu kadar sade bir konunun bu kadar güçlü olma ihtimali hemen hemen hiç yok. Belki başka açıdan farklı bir kompozisyon iyi sonuçlar verir. Fakat bu kadar temiz ve çarpıcı bir fotoğraf olmaz. Bir kere çok sade ve çok iyi ayrıntılardan temizlenmiş. Zaten fotoğrafı güçlü kılan, görselliğini artıran unsur da bu olmuş. Ayrıca fotoğraf içinde insanların dağılımı ve yerleştirilmesi de fotoğrafın tamamına baktırmayı sağlıyor. Bu yönüyle dizilişteki hassasiyet, ritm anlayışındaki ustalık hemen kendini belli ediyor. Fotoğrafın en belirgin hatası karenin tam ortadan ikiye bölen ufuk çizgisinin yerleştirilmesinde görülüyor. İnşaatın üst kısmı ya biraz aşağıya ya da biraz yukarıya alınsa olabilirmiş. Belki inşaatı biraz daha kareye katmak için daha yukarı alınabilirdi. Aslında bu temel bir hata. Ancak bu fotoğrafta çok aşırı sırıtmamış.
2-) Zeynep Baysal’ın ters ışıkta çektiği siyah üzüm fotoğrafı, ışık kullanımını gösteren bir başka güzel çalışma olmuş. Sade ve temiz bir fotoğraf. Düz bir zemin üzerine yatay bırakılmış üzüm salkımına arkadan vuran güneş ışığı tanelelerin renklerinin bütün güzelliğini ortaya çıkarmış. Nisbeten açık bir diyafram (f 5.6) kullanılarak alan derinliği kısılmış ve arka plandan soyutlanarak ana konu ön plana çıkarılmış. Netlik, ışık, soyut arka plan üçlü kullanım beceresini bir arada düşündüğümüzde ortalamanın üzerinde güzel bir fotoğraf olmuş. Belki üzüm salkımını üzerine koyduğumuz boru veya duvar biraz daha kareye girebilirmiş. Bize çok şey kaybettirmez hatta yukarıdaki büyük miktarda görünen flu yeşil zemini biraz dengelemiş olurdu.
3-) Yerel unsurları, çalışmaları, yemek ve kıyafetleri fotoğrafta kullanmak ve bunu geniş bir kitleyle paylaşmak her zaman ilgimi çekmiştir. Banu Aksoy’un Karaman’dan bir evin bahçesinden çekip gönderdiği fotoğraf her yerde çekme imkanınız olmayan bir kare. Farklı açılardan değişik kareler çekerek göndermiş. En sade ve biberleri ayrıntılarıyla gösteren bu olduğu için tercih ettim. Çünkü diğerlerinde kareye çok şey katma gayreti ana konu olan biberleri gölgeleyecek kadar ön plana çıkmış ayrıntıları barındırıyordu. Bu fotoğrafa bakan ise ne görmesi gerekiyorsa onu görüyor. Bu fotoğrafta teknik olarak güneş tam tepeden geldiği için koyu gölgeler ve aşırı parlayan noktalar olmuş ister istemez. Yandan gelen sabah ya da akşam güneşinde biberler çok daha güzel görünürdü. Bir de fotoğrafı biraz daha sola giderek çekseymişiz derinliği ve biberlerin ayrıntıları çok daha güzel görünürmüş. Bu sayede sadece önden arkaya doğru uzanan, sadece biberlerden oluşan bir duvar görüntüsü oluşturabilirmişiz.
4-) Hilal Atabaş’ın otlayan inekleri gösteren manzara fotoğrafı bizim gibi büyük şehirlerde yaşayanlara iç çektiren bir fotoğraf olmuş. Tertemiz bir hava, yemyeşil bir tabiat, sessiz, sakin ve alabildiğine özgür yaşanacak bir yer hayalleri kurduruyor bizlere. Huzur veren bir kare. Orada yaşayanlar için de öyledir inşallah. Ortam güzel, bizlere hep güzel şeyler söyletiyor. Peki fotoğraf teknik olarak nasıl? O bize ne söylüyor? Fotoğrafın ilk söylediği şey en önde yer alan yaban gülünün dalının kareye bu kadar çok girmemesi gerektiği. Çünkü bütün kareyi boğacak kadar çok ön plana çıkmış. Kareye girmesin demiyorum, ama çok küçük bir kısmıyla belli belirsiz girse çok daha iyi olurmuş. Bir de fotoğraf sanki ineklerin sol tarafından aşağıdan yukarı doğru yere yakın bir yerden çekilse ve yeşil zemin bir fon olarak kullanılsa çok daha güzel bir fotoğraf olurmuş. Bu sayede inekleri daha yakından ve yerden ot yerken çekerek fotoğrafa ciddi oranda hareket ve canlılık katabilirmişiz. Bu haliyle genel manzara fotoğrafı formatında bir çalışma olmuş. Oysa iyi fotoğrafta bizden beklenen, çektiğimiz kare ne olursa olsun kendi benliğimizden bir şeyler katmamız. Daha önce yüzlerce kez çekilmiş olsa bile fotoğrafta kendi tarzımızı yansıtmaya çalışmalıyız. Bunun için kareyi yeni bir bakış açısıyla yeniden yorumlama arayışı içinde olmalıyız. Yoksa fotoğrafımız sıradan bir fotoğraf olmaktan kurtulamaz. Eminiz sizde bu karenin farklı çekilmiş versiyonları vardır. Onları da bekleriz...
Bir Hatırlatma ve Uyarı
Fotoğraf köşesine Türkiye’nin her köşesinden ayrıca dünyanın farklı ülkelerinden fotoğraflar geliyor. Yerimiz elverdiğince bunları değerlendirmeye ve yorumlamaya çalışıyoruz. Tabii bu gönderdiğiniz fotoğrafların sizin çektiğiniz kendi çalışmanız olduğu için bunu yapıyoruz. Son aylarda sayıları çok olmasa da bazı okuyucularımız internet ortamında karşılaştıkları bazı fotoğrafları güzel bularak bize gönderiyorlar. Herhangi bir not belirtilmediği için de biz o fotoğrafları gönderen kişinin kendi çektiği fotoğraf olarak kabul edip değerlendiriyoruz. Gerçi tereddüt ettiğimiz fotoğrafları internet ortamında kısa bir taramadan geçirdiğimizde gerçek ortaya çıkıyor. Ancak takdir edersiniz ki, hepsini kontrol etmemiz de imkansız. Böyle fotoğrafların görünen ve görünmeyen birçok sakıncaları var. Her şeyden önce fotoğrafı çeken kişiden izin alınmadığı için bunun kul hakkına giren boyutu var. Ayrıca o fotoğraf telif haklarıyla korunan bir fotoğrafsa eğer hukuki ve mali boyutu da işin içine giriyor. Çünkü artık bazı yazılımlarla internet ortamında ajanslar kendi fotoğraflarının izinsiz kullanılıp kullanılmadığını çok kolay bir şekilde kontrol edip yasal işlem başlatabiliyorlar. Geçen ay gönderilen güvercin fotoğrafını internet ortamında aradığımızda yüzlerce sitede telif korumasız olarak yayınlandığını kolayca bulduk. Merak edenler internette ‘tek bacaklı güvercin’ diye görsel araması yaparlarsa birçok örneğini hemen görebilirler.
Okuyucularımızdan istirhamımız lütfen sadece kendi çektiğiniz fotoğrafları gönderin. Hem siz rahat edin hem biz rahat edelim.