“Kendine karşı sevgi, başkalarını sevebilme kabiliyetine sahip olanlarda görülür.”
Aforizmalar üstadı. Disiplinler arası bir kişilik. Çok yönlü karakter. Sevgi adamı. Hayatınız boyunca bir yerlerde karşınıza çıkma ihtimali oldukça yüksek olan bir batılı. “Sahip olmak ya da olmak” isimli meşhur kitabın yazarı. Huzurlarınızda; Erich Fromm.
Almanya’da Musevi bir ailenin çocuğu olarak doğar ve din adamı olma hayalleriyle büyür, fakat daha sonra ateizme kayar. Aile hayatı pek sağlıklı geçmez, babası huysuz, soğuk ve sert mizaçlı bir adamdır. Annesi ise ciddi kronik depresyon geçirmiş biridir. Heidelberg ve Münih üniversitelerinde toplum bilim ve psikanaliz eğitimleri alır. 1922 yılında Heidelberg Üniversitesi’nde doktora öğrenimini tamamlar, Berlin Psikanaliz Enstitüsü’nde de ayrıca eğitim görür. Kendisini en çok etkileyen olayı on bir yaşlarında yaşadığını anlatır: Yirmi beş yaşında bir kadın ressam resmi bırakıp hayatını bütünüyle dul babasına adar, babasının ölümünün bir süre sonra intihar eder, intihardan önce yazdığı mektupta “beni babamla aynı tabuta gömün” der. Erich Fromm bu olay üzerine uzun süre düşünür, bir insanın neden böyle bir istekte bulunduğunu anlamaya çalışır, hayatının ileriki yıllarında “oedipus kompleksi”* çerçevesinde söyledikleri bu olayı aydınlatma çabasının bir sonucudur. Bu düşünce Fromm’u Freud’a yaklaştırır.
Psikanalist olmak için psikanalizden geçmeniz gerekir. (Mesela Türk psikanaliz derneğine üye olmak için bile psikanalizden geçme şartı vardır.) Fromm da psikanalizden geçer. Psikanalisti kendisinden on yaş büyük olan bir bayandır. Farklı cinsler arasında geçen bir çok terapi seansının sonucu Erich Fromm’un da başına gelir, psikanalisti ile evlenir. Fromm, diğer psikanalistlerden farklı olarak, insana sadece psiko dinamikler açısından yaklaşmaz, sosyolojik ve ekonomik açıdan da yaklaşır. İnsan onun gözünde çok katmanlı, kompleks ve girift bir canlıdır. Araştırmalarını geniş bir tabana yayması onu bu kadar meşhur yapan etkenlerin başında gelir.
Hitler’in Almanya’da başa geçmesinin ardından önce İsviçre’ye ardından Amerika’ya atar kendini. İlk eşinden boşanır bu arada, Amerika’da tanıştığı Karen Horney ile evlenir, ne gariptir ki o da kendisinden 15 yaş büyüktür ve o da psikanalisttir. Onun fikirlerinden çok etkilendiğini söyler. Daha sonra iki evlilik daha yapar Fromm. Meslektaşlarından çok halk için yazar, siyasete de dokunur bir ara, bazı barış eylemlerine katılır, en nihayetinde onun için söylenebilecek şey kendisini insanların iyiliğine adamış bilge bir adam olmasıdır.
Bütünü olmasa da yazdıklarının önemli bir kısmının mana dozajı oldukça yüksektir, fikirleri başarılıdır, Freud’dan beslendiği ne kadar açıksa onu aştığı da o kadar açıktır. Psikanalitik kurama katkıları Freud’dan daha fazladır belki de. Psikologluğunun dışında bir tarihçi, bir antropolog, bir sosyolog hatta iyi bir felsefecidir. Bu kimlikleri bünyesinde eritir adeta disiplinler arası bir usta kişilik oluşturur ve bunu eserlerine yansıtır.
Fromm’un temel fikri insanların tarih boyunca özgürleşip doğadan ve yoğun grup yaşayışından uzaklaşmalarının onları yabancılaştırdığı, güvenlik ve aidiyet hislerine ket vurduğudur. Belki de bu sebeple özgürlükten uzaklaşma niyetinde olan insanlar aşırı otoriter, yıkıcı ya da aşırı boyun eğici olma gibi mekanizmaları seçerler. Erich Fromm bundan bahsetti mi bilmiyorum ama bence tüm bu ilişkilerin ardında yatan güvenlik arayışı. İslam’ın selam konusuna bu kadar önem vermesinin nedeni de bu, selam demek güvenlik demek. Yolda yürürken birine selam verdiğiniz zaman “benden yana bir sıkıntın olmasın, için rahat olsun” demektir bu.
Meşhur Frankfurt Okulu’ndandır kendisi. “Sahip olmak ya da olmak” isimli kült kitabın yazarıdır, “Özgürlükten Kaçış” isimli kitabı da oldukça ilginçtir. Ayrıca “Cinsellik ve Cinsel Sapmalar”, “İnsan Yıkıcılığının Anatomisi”, “Sağlıklı Toplum”, “Kendini Savunan İnsan”, “Sevme Sanatı”, “Yaşama Sanatı”, ve “Freud Düşüncesi” isimli eserleri vardır. Kitaplar onlarca farklı dile çevrilmiştir. Erich Fromm 18 Mart 1980’de emeklilik yıllarını geçirdiği İsviçre’de hayata gözlerini yumar. Eserlerinde sevgiden ve sebeplerden yola çıkar ve bizlere yaşadığımız hayatı anlamlı kılmamızı öğütler. Onun kitaplarını okurken hep içe dönük sorgulama yapma ihtiyacı hissedersiniz. Erich Fromm bir aforizmalar üstadıdır. Birkaç aforizmasını aktararak yazıya son verelim: “Yorumlanmamış bir rüya okunmamış bir mektuba benzer.” “Bütün ağır psikolojik hastalıkların temelinde narsizm yatar.”, “Açgözlülük içsel bir boşluğun sonucudur.” “Makina yüzünden zaman insanın hükümdarı oldu.” “Şiddet, yaşanmış bir yaşamın dışavurumudur.”
* Erkek çocukların baba yerine, kız çocukların da anne yerine geçme isteğinin saplantı hâlini alması durumu.