Murat Kaya
Söz söylemek bir sanattır. Aynı mânâyı ifade eden pek çok değişik söz vardır, lâkin hepsinin de tesir gücü farklı farklıdır. Aynı mânâyı iki farklı kişi ifade eder, biri muhâtabını kızdırırken diğeri sevindirir, biri uzaklaştırırken diğeri yaklaştırır.
Kemâl Paşazâde Said Bey, Ahmed Mithat Efendi ile birlikte yolda giderken karşılarına bir âmâ dilenci çıkıverir. Said Bey, arkadaşına dilencinin boş çanağını gösterip:
"-Size güzel sözün tesirini anlatmak için bir dörtlük yazıp şu adamın göğsüne asacağım" der ve ilâve eder:
"-Neticeyi dönüşte görürüz."
Gerçekten de biraz sonra döndüklerinde dilencinin çanağı para ile dolmuştur.
Dörtlük şöyledir:
Hâlime atf-ı nazar eyleyen erbâb-ı kerem
Merhametle bana beş pâre revâ görmez mi?
Sadakayla beni dilşâd eden ehl-i hayrı
Vâkıa ben görmesem de Hudâ görmez mi?
(Durumuma bakan cömert insanlar, bana beş kuruş olsun vermez mi? Sadakayla beni sevindiren hayır sahiplerini ben görmesem de Allah Teala görmez mi?)
Hakîkaten kerem ve hayır ehli, muhtaçları araştırarak onlara merhametle yardım ederler. Sadaka, infak ve muhtelif yardımlarla sevindirip mutlu ettikleri kimseler bunu hakkıyla takdir edemeseler bile, Allah Teâlâ onların hayırlı amellerini görür ve mükâfâtını lütfeder.