
Ebubekir Kalkan
Hiç sadece kendinize ait bir seccadeniz oldu mu? Çok bunaldığınız bir günün gecesinde, abdestinizi alıp alnınızı seccadenizin yumuşaklığına bırakıp huzur duygusunu yaşadınız mı hiç? Teslimiyet duygusunu tattınız mı gerçekten, o en özel anda; secde ederken...
Ayakuçlarınız, dizleriniz, avuç içleriniz ve alnınız yere değerken "O`na en yakın oluş" anını anlamaya, hissetmeye çalıştınız mı? Bunu ısrarla defalarca denediniz mi?
Sabah namazını camide kıldınız mı yakınlarda? Sabah namazı cemaatinin yüzlerine bir bakın, onların hallerini anlamaya çalışın. Bizim güzel dinimiz -Allah`a şükür- bizlere sadece ahiret saadeti değil dünya saadetini de vaat ediyor.
Sabah namazı, günün en özel anı... O saatte uyanıp pencerelerinizi bir açın ve kuşları dinleyin. Düşünün, anlamaya çalışın kuşların çırpınırcasına bize neyi anlatmaya çalıştıklarını. Tesadüf olabilir mi onca kuşun el birliği etmişçesine aynı anda, "deliler gibi" ötmeleri. Abdest aldıktan sonra, sabah namazını kılıp "ilgili şeytanlar" bizden uzaklaştıktan sonra birden kendimizi nasıl da dinç, "zıpkın gibi" hissetmemiz ilginç değil mi?
Öğlen namazı... Günün tam ortası, sabahın yoğun koşuşturmasının ardından bir "durup dinlenme, zihnini boşaltma ve tefekkür" molası. Veyahut yeniden şaıj olma. Günün tam ortasında olduğumuzu hatırlama. Bir nevi bir "anı yakalama" şansı. İman etmemiş kimsenin "anı yaşayabileceğine" inanmıyorum şahsen. Çünkü gerçek huzuru yakalamak ancak gerçek imanla mümkün. İmanî anlamda zafiyet gösterdiğimiz, "dünyaya daldığımız" zamanlan düşünün. Böyle zamanlarda yaptığımız, acı ve haz arasında gidip gelmekten başka bir şey değil. Haz anlarında yakaladığımızı sandığımız huzur duygusu ise gerçek değil "geçici".
Ve ikindi. İkindi vakti günün ayrı bir huzur anı. Fırsat bulabilirseniz büyük bir camiye -özellikle İstanbullular- ezandan 10 dakika önce gidip avluda oturmanızı öneriyorum. Mevsim de uygunsa bu 10 dakikalık zamanı açık havada tefekkür ederek geçirmek nefis oluyor. Gerçek manada bir tefekkür seansı için Esma-ül Hüsna`dan bir isim seçmek, bu ismi zikrederek derin düşüncelere dalmak özellikle harika. Bunun üstüne 4+4`lük bir ikindi namazı, Rahman`ın rahmetine mazhar olmak duasıyla.
Akşam namazı, akşama selam verme anında, günün bir diğer özel zamanında yeniden O`nun huzuruna çıkış. Yeniden dünyaya, dünya işine bir mola vermek.
Ya da daha doğrusu dünya molasına yeniden ara verip "asla rücû!". Çünkü efendim;
Bizler ibadet esnasında ruhsal deneyim yaşayan insanlar değil, diğer zamanlarda insani deneyim yaşayan ruhsal varlıklarız.
Uyumadan önce, günün son namazı; yatsı... Uzmanlar kişinin bilinçaltına en etkili mesajların gönderildiği zamanların uyumadan önce ve uyandıktan hemen sonraki zamanlar olduğunu belirtiyor. Uyumadan ve uyanınca kılınacak namazlar imanî farkındalığımızı artıracak faaliyetler olacaktır. Gece, günün muhasebesinin yapılacağı ayrı bir tefekkür dönemi. Bu zaman dilimine girerken uçan halımıza binip, âlemlere manevi bir yolculuk yapmak ne güzel.
Ağlayın, su yükselsin belki kurtulur gemi
Anne, seccaden gebin bize dua et emi!
Necip Fazıl KISAKÜREK