
Mehlika Toyga
Arap dünyası söz konusu olduğunda, duygu uyandırmanın hem müzik estetiği alanındaki, hem de bir ilgi konusu olarak merkeziyeti çarpıcıdır. Modern Arap müzisyenleri ve müzik erbapları, Arap müziğinin her şeyden önce dinleyici ile duygusal bir bağ kurmak zorunda olduğunu vurgular.
ıllar önce dinlediğim bir şarkı, bugün bir medeniyete olan büyük aşinalığım olarak duruyor karşımda. Habeby el Awalany… O vakitler pek evrensel ve orijinal bir müzik kültürüne sahip olduğum söylenemese de, müzik kulağım fena sayılmazdı. Popüler Türk müziğinden epey uzaklarda duruyordum. Green pop, İslâmî rock, hiphop ve straight edge arada kulak verdiğim tarzlardandı. Sora sora Bağdat’ı bulabilirdim lakin, arşivimde yalnızca bir melodiden ibaret duran sesin sahibine ulaşmam, sanırım uzun süreli bir arayıştan geçecekti.
Hikâyesine girmeyeceğim, bir gün yıllardır aradığım o sesi karşımda bulduğumda, onu bulmakla gelen kültürün ve sanat medeniyetinin benim için yarattığı serüven hâlâ devam ediyor. Arap uygarlığına olan sempatim bir yana, müzik sanatını icra noktasındaki başarıları elbette tartışılmaz. Klasik Türk mûsikisine dayanan bir geçmişi var Arap müziğinin. Türk müziği ile aralarındaki üslup benzerliği, iki müziğin de faydalandığı duygusal bileşenler, coğrafi ve dilsel sınırları aşmıştır elbette.
Aslında Türkiye ile Arap dünyası arasındaki yakın tarihsel bağlantılar düşünüldüğünde, aradaki benzerliğe şaşmamalı. Osmanlı döneminin enstrümantal klasikleri de bellibaşlı Arap konservatuarlarının eğitim repertuvarlarında yaygın olarak yer alıyor. Kullanılan usul ve ika’lardaki bereketlilik de aynı derecede. Belirli beste türleri ve müzikal formlarımız ortak. Türk fasılı ve Mısır vaslası gibi temel olarak aynı makamda türlerden oluşan potpurilerin yaygınlığını da bu ortak özelliklere ekleyebiliriz.
Bunların yanı sıra, Arap dilinin melodi üzerindeki etkisini de görmezden gelemeyiz. Filolojik açıdan bakıldığında kelimelerin melodi üzerindeki estetik duruşu, Arapça’nın enstrümanla birleştiği anda yarattığı esrime, insanda üst düzey duygulanmalara yol açıyor.
Paris Konservatuarı Müdürü müzikolog Francesco Salvador-Daniel, Arap müziğini teorik bir sistem olarak öğrenip, estetik açıdan takdir edebilmek için, önce kendine özgü ve güçlü duygusal etkisini hissetmeyi öğrenmek zorunda kaldığını açıklamıştır. Daha sonra, modern Fransız etnomüzikolog Gilbert Rouget, müzik ile trans arasındaki ilişkiyi kültürleri karıştırarak incelediği ufuk açıcı çalışmasında Arapların trans deneyimine istidadından abartılı bir şekilde söz eder. Bütün dünya halkları arasında müzik ve trans arasında en güçlü ilişkiyi kuranın Araplar olduğunu ve bu ilişkinin hem dinî hem de seküler pratiklerinde etkili olduğunu vurgular.
Özellikle Arap dünyası söz konusu olduğunda, duygu uyandırmanın hem müzik estetiği alanındaki, hem de bir ilgi konusu olarak merkeziyeti çarpıcıdır. Modern Arap müzisyenleri ve müzik erbapları, Arap müziğinin her şeyden önce dinleyici ile duygusal bir bağ kurmak zorunda olduğunu vurgular. El-fen ihsas (sanat, yani müzik ihsastır) türünden beyanları onlarda sıkça duymak mümkün.
Uzun arayışlarımın beni ulaştırdığı zirvede duruyor Ramy Sabry. Mısır’ın sevilen yerli sanatçılarından. Onun gibi daha birçok isim müzik arşivimi işgal ediyor şimdilerde. Doğru tınıyı onlarda bulduğuma inanıyorum. Muhteşem bir lehçeye sahip, şarkılarıyla bana Arapçayı sevdiren bir diğer isim Tamer Hosny. Yedi albümü bulunuyor Hosny’nin. Aynı zamanda harika bir oyuncu olan Hosny, romantik komedi dalında birçok filme de imzasını atmış. Captain Hima, Omar w Salma, Nour 3einy bazı filmlerinden…
Arap dünyasının en eski, popüler ve güçlü seslerinden Amr Diab, Nancy Ajram, farklı yorumlardan biri Haitham Shaker, Amr Mostafa, Abdel Fettah Greeny, Elissa, Eslam, Fadel Shaker, Yara, Hany Metwasy, Jannat, Maya Nasri, Mohamed Rasheedy, Nawal el Zoghby, Randa Hafez, Somaya ve Tamer Ashour’u da unutmayalım.
Ayrıca 2010’da yeni çıkan albümler de dinlemeye değer, Tamer Hosny-E5tart Sa7, Mohamed Hamaki-Haga Mosh Tabe3eya, Nancy Ajram-3ini 3leik.
Arap müziğinden bu kadar bahis açmışken, gençlerin Arap müziği konusunda ne düşündüklerini merak edip, ufak bir araştırma yaptık. Arap müziği ile nasıl tanıştıklarını, Mısırlı sanatçılar hakkında düşündüklerini ve kimleri dinlediklerini sorduk onlara…
Ortadoğu`da Mısır Müziği Zirvede
Muhammed Andiç(22):
Bazı ulusal radyolarda rastladığım Arap müzikleri, zamanla çekici gelmeye başlamıştı. Dinlediğim şarkılardaki içtenlik ve duygu beni öyle çekti ki, bu tarzı araştırmaya başladım.
Amr Diab’la başlayan yolculuğum, koca bir müzik medeniyetine kapı açmıştı. Dünya müziklerinde Arapların, Ortadoğu’da Mısır müziğinin zirvede olduğunu gördüm. Onlardaki büyülü havayı başka hiçbir tarzda bulamadım. Çünkü sanata verdikleri duygu sunî değildi. Zaten Mısırlıların sesinin güzelliği dünyada kabul görmüş, en iyi Kur’an okuyan karîler de oradan çıkmıştır. Popüler sanatçılardan, Amr Diab, M. Hamaki, R. Sabry ve May Selim dinliyorum. Khaleeji müzikte; Asala Nasri, Hussain al Jasmi, Majid al Mohandes, Dabke tarzında ise; Fares Karam ve Najwa Karam tercihim.
Dinledikçe Kendimi Buluyorum
Gönül Şahin (23) :
Arap müziği ile tanışıklığımız, aynı evde kaldığım dostumun, hüzünlü bir anımda dinlettiği o melodi ile vuku buldu. Hamada Helal’in Saat isimli şarkısı hüznümü isimlendiren bir cümle olmuştu o an. Dinledikçe kendimi buluyordum. Melodisi ve harflerin büyüsü o kadar farklıydı ki, daha önce hiç duymadığım kelimelerden bir sûret doğuruyordu karşımda. Arap müzikleri Türkçeye çevrildiğinde bile orjinalliğini yitirmiyor. Çok fazla anlamasam da sürekli dinliyorum. Şimdilerde Nancy Ajram, Hamada Helal, Mohamed Hamaki ve Tamer Hosny favorim.
Müziğin Kalbi Mısır`da, Lübnan`da, Suriye`de Atıyor!
Merve Uzun (19):
Küçüklüğümden beri nedensiz bir şekilde Arapları çok seviyordum. Onlar hakkındaki merakım sonucu müziklerini keşfettim. Müzikten anlamayan insanların Arap müziğini sadece oryantal’den ibaret sayması beni sinir ediyor. Çünkü müziğin kalbi Mısır’da, Lübnan’da, Suriye’de atıyor. Bir milletin dili kulağa ancak bu kadar hoş gelebilir. İlk olarak herkes gibi Arap dünyasının kralı Amr Diab’ı tanıdım. Ardından Mohamed Hamaki’den başkasını dinlemedim. Amr mostafa, Nancy Ajram, Tamer Hosny ve Tamer Ashour bıkmadan dinlediklerim bugünlerde. Bu tutkuyla tanıştırıldığım için mutluyum. :)
Onları Seviyorum
Roshan Bara(20):
Müzik ve Mısır denince, Arap müziğinin başkenti Mısır’dan yükselen Raga3uni 3aneik, Tool mana shayfak, Kol mara sesleri çınlıyor kulağımda. Arap müziği ile tanışma serüvenim çocukluğuma dayanır. Henüz 16 yaşında iken sürekli bir arayış içindeydim, bulunca bırakamayacağım bir ses, bir söz arıyordum. Yaşıtlarım gibi Tarkan, Serdar Ortaç dinlemek tat vermiyordu. Gerçek müzikti bulmak istediğim. Bir gün internet sitelerinden birinde nostaljik şarkılara göz atarken, “raga3uni 3aneik le ayam elly ra7o” sözlerinin kulaklarımdan içeri dolmasıyla, müziğimi bulduğumu fark ettim. Bu nasıl bir şeydi, ne kadar lezzetliydi! Öyle ki lezzeti Hz. Yusuf’un tabiri ile ‘Yüce dağları andıran Mısır’ın ihtişamıyla birleşince, katlanıyor adeta. Arapların klasik söylemi ile; Ya salam! (vay be) dedim :)
Bu sesin Oum Kholtoum’e (Ümmü Gülsüm) ait olduğunu öğrendim ve daha başka şarkılarını da bulmakta gecikmedim. Arap müziği benim için dönüm noktası oldu. Sonraları, Amr Diab, Majed al Mohandes, Asala Nasri, Ramy Sabry, Mohamed Hamaki, Tamer Hosny, Abdel Halem Hafez’ı tanıdım. Eğitimim devam ederken bir yandan da Arapça dersleri almaya başladım. Dinlediğimi anlamak, hissetmek istiyordum. Mısırı ve Arap müziğini sevmemin bir başka nedeni de, kültürlerimizin birbirine yakın olmasıydı. Bir zamanlar Devlet-i Osmanî’de birlikte yaşamamızdı. Onları seviyorum, onların da bizi sevdiğine eminim. Bu lezzeti tatmadan müzik dinlediğinizi düşünmeyin, diyorum.
Tamer Hosny Vazgeçilmezim
Nefise Kurt (21) :
Kendimi bildim bileli Arapça şarkılar hayatımda, çünkü annem Mısırlı. Arap müziğinin temel yapı taşlarını Mısır oluşturuyor, Lübnan ve Suriye’nin ezgileri, Mısır melodileri kadar güçlü gelmiyor bana. Zengin ve doygun sadası ile ruhumda derin etkileşimler yapıyor Arap müziği. Hiçbirini birbirinden ayırt edemiyorum bende liste uzar, ama Tamer Hosny vazgeçilmezim.
Özellikle gençler tarafından Mısır’da da Türkiye’ye büyük ilgi var. Diplomatik ilişkiler bir yana, Mısır üzerinden ülkemize esen estetik sanat ruhunun bir yerlerden içimize sızması, en azından müzikle gıdalanmak zorunda bırakılan kesime bir alternatif olarak sunulması gerekiyor.