
Said Banazlı
Tesettür sadece kadın için midir? El-cevap: “Erkeğin tesettürü göz kapaklarıdır.” İlmin kapısı Hz. Ali’nin bu muhteşem ölçüsüne göre biz ancak “mini etekli erkekler” kategorisine girebiliriz.
İskoçya’dan değil, Türkiye’den bahsediyorum. Soru şu:
“Tesettür sadece kadın için midir?”
El-cevap: “Erkeğin tesettürü göz kapaklarıdır.” Hz. Ali (r.a.)
“İlmin kapısı” Hz. Ali’nin bu muhteşem ölçüsüne göre biz ancak “mini etekli erkekler” kategorisine girebiliriz. Yere bakarak yürümekten utanmasak, nefsimize bir “çüş” diyebilsek tesettürlü erkek olacağız, adam olacağız, ama yok…
Lafa geldi mi başı açık kadınları dinden çıkarırız, başörtüsü yasağına da ölümüne karşı koyarız. Bu kadarla da kalmaz, başörtülülerin başörtüsü modelini beğenmediğimizden yakınır, öğüt verir, fetva verir dururuz. Hz. Ali’nin ölçüsüne göre “tesettürlü erkek” sınıfına giriyorsanız size laf edemem, saygıdan dilim tutulur. Ama yok “mini etekli” sınıfından yukarı çıkamıyorsanız, işe kendinize bir pantolon aramakla başlayın. Başörtülü hanımların örtüsüne de karışmayın, artistlik yapmayın. Hiç birimiz melek değiliz, melek rolü yapmaksa şeytanın mesleğidir.
Sütten çıkmış ak kaşık olan erkeklerimize göre erkek kafasına göre giyer, karşı cins sağını solunu gösterirse de bakar. “Açmasınlar ki bakmayalım kardeşim!” Buram buram ciddiyetsizlik kokan bu cümleyi çok fazla duydum. Bu cümlenin tersi de doğrudur. Onlarsa güya bu cümleyle kendilerini aklıyorlar. Aslında bunu söylerken söylediklerinden korktuklarından da eminin:
“Ya gerçekten açmazlar da bakamazsam?”
Tesettür deyince akla sadece kadın geliyor. Niye? Çünkü Kur’an-ı Kerim’de erkeğe öyle bir emir yokmuş. Tefsir boyumdan büyük bir iş. Fakat tesettürün manasını anlayamadığımızı söyleyebilirim. Tesettür kavramını başörtüsünün içine hapsetmişiz. Dolayısıyla ruhu olmayan, yalnızca cesedi olan bir tesettür anlayışımız var. Kapalı bir bayan tesettürlü bir bayan olmayabilir, açık bir bayan kapalı bir bayandan daha tesettürlü olabilir. Bu başörtüsüne gerek yok demek değil. Başörtüsü farzdır, buna itiraz edecek halimiz yok. Fakat ruhu olmadıkça bir anlam ifade etmez. Kalbini aleme açanın kafatasını filmli PVC’yle kapatsanız bir işe yaramaz. Tesettürün ruhu dediğim şeye “edep” diyebiliriz. Cesetsiz ruh eksiktir, fakat ruhsuz ceset bir hiçtir. Tesettürün bu manasını idrak edebilirsek “erkeğin tesettürünün” ne demek olduğunu da anlarız.
İkinci meselemiz ilk meselemize bağlantısı aşikâr olan Facebook illeti… Facebook “sanal mücahit” kaynıyor. Profili açan başlıyor kılıç sallamaya. Kemalist gençlikle bizim mücahitler her gün ölümüne çarpışıyor. Küfürler, hakaretler, tehditler havada uçuşuyor. Ama sokağa bakıyorsunuz eski tas eski hamam. Çünkü bu çocuklar yahut gençler bir-iki ay mücahitlik yapıp daha sonra sanal oyunlar oynamaya, komik videolar paylaşmaya, kızlarla bacı-gardaş olmaya başlıyorlar. Gel de bunlara “klavye mücahidi” deme…
Facebook kişilikleri bölüyor ve insanları komik duruma düşürüyor. Bu facebook bir adamdan birkaç tane münafık çıkarabilecek kadar tehlikelidir. İstediğin kadar profil açıp istediğin kadar kılığa bürünebilirsin. Bu meret herkese söz hakkı verdi. Herkesin yazdıklarını, yaptıklarını dünyayla paylaşabileceği bir sayfası var artık. Profili açan ünlü olma hayaline kapılıyor. Gerçek hayatta bir baltaya sap olamamış insanlar facebook’ta sanal bir iktidar sahibi olmak için saatlerini ekran başında harcıyorlar. Ergenliğe giren hemen ilişki durumunu birisiyle evli yapıyor. Önceden dini nikah vardı, sonra resmi nikah çıktı, bu da en sonuncusu: “Facebook nikahı”. Ortalık sanal dul kaynıyor. Sağdan soldan cümle çalıp altına adını yazarak yazar olmaya çalışanı var, uyduruk bir şiir yazıp sağa sola “kopyala-yapıştır” yaparak şair olmaya çalışanı var. Ne yazık ki İslam’ı bir facebook uygulaması sananlar da var. Sıkılınca başka uygulamalara geçiyorlar. Hele bir de çat pat Arapça biliyorsa var ya, al sana “Sanal Şeyhülislam!”
Ve bu sosyal medya kişilikleri böldüğü gibi toplumu da bölüyor. Ona buna cehennem vizesi dağıtanlar mı dersin, Paint’ten öteki cemaatlerin liderlerinin kafasını kesip şekilden şekle sokanlar mı dersin… Sağa sola küfür ediyorlar, karşılığında küfür alıyorlar. Sonra haydi toplanın İnci’ye saldırıyoruz, şuraya buraya saldırıyoruz. Ne oldu? Cihad ediyor beyler, hı hı evet…
Neyse içim daraldı vallahi, şöyle şatafatlı bir cümleyle bitireyim de facebook’ta paylaşın:
“İnsanların iki kişiliği vardır. Birincisi gerçek kişiliği, ikincisi facebook profili…”