
Rümeysa Ülken
Arabaya girmeden önce dua ettim ’inşallah içerde yatan babam değildir’ dedim, hiç korkmadım babamı oracıkta yatarken gördüğümde, içim iki kat yandı. İçimde alevlenmemiş köz bir anda öyle bir alev aldı ki orda bulunan herkesi yakacak gibi oldu. Sonra kefene sardılar tabuta koydular. Allah biliyor ya keşke orda yatan babam değil de ben olsaydım diye dua ettim.
Baba kelimesi artık bana çok uzak bir kelime. Bu kelime içimde hazin bir yara. Ben babamı bir trafik kazası sonucu kaybettim. O zaman ben 17 yaşındaydım ve ben kardeşime göre çok şanslıydım. Ona bakarak benim babamla daha fazla anım oldu. Kardeşim babam vefat ettiğinde 10 yaşındaydı. Annem kardeşime baban öldü dediğinde ben bir daha baba diyemeyeceğim dedi.
En başta kaza yaptı dediler. Sonra KATÜ’de yoğun bakımda yatıyor dediler. Daha sonra ayağı kesildi dediler. Daha sonra Berat gecesi vefat etti dediler. İnanmadım ya da inanmak istemedim. Ertesi gün babamı Trabzon’dan getirdiler.
Akşam gelmelerini bekledim, bahçeye indim, emmilerim geldi. Hiç kimse gözümün içine bakamıyordu. Ahmet emmim yanıma geldi. ’Başın sağ olsun’ dedi ve ben hâlâ inanamadım. Pazar günü sabah babamı cenaze yıkama aracını evimizin önüne getirdiler. Babamı son bir kez görebilmek için cenaze yıkama aracına girmem gerekiyordu.
Arabaya girmeden önce dua ettim ’inşallah içerde yatan babam değildir’ dedim, hiç korkmadım babamı oracıkta yatarken gördüğümde, içim iki kat yandı. İçimde alevlenmemiş köz bir anda öyle bir alev aldı ki orda bulunan herkesi yakacak gibi oldu. Sonra kefene sardılar tabuta koydular. Allah biliyor ya keşke orda yatan babam değil de ben olsaydım diye dua ettim. Babamı musalla taşına koydular. Cenaze namazı kılındı ve onu gömdüler. Onlar orda tek babamı gömmediler, beni, annemi, kardeşimi, hepimizi gömdüler. Hepimizden birer parça gömdüler.
Bu olaylar olurken aramızdan en çok zarar gören kardeşim oldu. Her şeyi anlıyor ama yapabileceği hiçbir şey yoktu, onu da bir çaresizlik sardı. Bana “abla bize ne olacak” dediğinde kafamı çevirip bir şey diyemedim ve o an içimde kapan fırtına çok acıttı canımı. Hayatta iki tesellim var. Ailemin ve dostlarımın yanımda olması. Hiç biri yalnız bırakmadı hep en kötü zamanımda yanımda oldular. Ailem ne kadar yarım da kalsa annem ve kardeşimin yanımda olduğunu bilmek bir parça da olsa bana iyi geliyordu. Bir hayatın sadece bir olayla bu kadar alt üst olabileceğini düşünmedim. Sanki hayatım bir film idi ve filmin finalini çektik. Hiç hayal edemeyeceğim şeyler yaşadım. Ama arkadaşlarım yanımdaydı. Bundan sonra dedemgilde kalacakmışız bir süre.
Ben babamdan bu kadar ayrı hiç kalmadım, onu çok özledim. Gün geçtikçe içimdeki özlem büyüyor. Her mezarına gittiğimde yaşananları babama anlatıyorum. Ve onu ne kadar çok özlediğimizi anlatıyorum.
Keşke diyorum onu son bir kez görseydim ona sarılıp seni çok seviyorum deseydim. Ama çok geç her şey için çok geç. Ben hep içimdeki boşluğu doldurma çabasındayım. O boşluğu kardeşim yerine koyduğum dostlarımla doldurmaya çalıştım. Sanırım benim içimdeki boşluğun tam olarak dolduğu gün babamla kavuşmuş olacağız.
Ben babamın kıymetini onu kaybedince anladım siz siz olun babanızın annenizin kıymetini onları kaybetmeden anlayın…