13.11.2012 14:04

Genç Bilim

6384

Nurefşan Akcan

Bilim adamları kedilerin, köpeklerin ve maymunların beyinlerini çıkardı ve bir şekilde bu beyinleri kısa bir süre canlı tuttu. Ancak, memeli hayvanlarda yapılan en başarılı “tam-beyin deneyi” 1980’li yılların ortasında gerçekleşmiştir. New York Üniversitesi Langone Tıp Merkezi’nde çalışan bir sinirbilimci olan Rodolfo Llinás, bir hint domuzu beynini bir iş günü boyunca sıvıyla doldurulmuş bir kapta canlı tutmanın bir yolunu bulmuştur.

Öncelikle, Llinás ve meslektaşları hayvana anestezi uygulayıp göğsünü açarlar. Daha sonra çıkan aorta salin enjekte ederek beynini soğuttular. Beyni kafatasından çıkardıktan sonra, araştırmacılar beyni bir iplikle tankın en alt kısmına bağladılar ve etrafını cam boncuklarla kapladılar ki böylece beyin kaymamış oldu. Direkt olarak omurga atardamarından birine şeker, elektrolit ve çözünmüş oksijenden oluşan bir solüsyon enjekte ederek beyni canlı tuttular. Bu deney için doğru hayvan Hint domuzu olmuştur; çünkü omurga atardamarlarına kolaylıkla ulaşılabilir ve beyinleri tutulabilecek kadar küçüktür ama aynı zamanda da parçalanmayacak kadar büyüktürler.

Llinás’ın deneyi beynin elektrotlarla dürtülmesini, ilaç enjekte edilmesini ya da diğer bir söylemle beynin dokunulmamış tüm bölümlerinin her açıdan incelenmesine olanak sağlar. Ancak bu metodu kullanan yalnızca çok az laboratuvar kalmıştır. Bunun yerine birçok fizyolojist yaşayan hayvanlar ya da bir kavanozda canlı tutulan bir parça beyin dokusuyla deney yapmayı tercih etmektedir. Metodu İtalya’da öğrenen ancak uygulamayı reddeden Alberta Üniversitesi sinirbilimcisi Clayton Dickson,“Deney zor ve beyin çalışmaları için örnek sistem olabilmesi için çok pahalı,” diyor ve “Deneyin sürdürülebilmesi için kendini adayan, devamlılık sağlayabilecek azimli bir araştırma ekibi gereklidir,” diye ekliyor. Anlaşılan kavanoz içinde yaşayan beyin üzerinde yapılan deneyler yerine doku üzerinde yapılan deneyler tercih edilmeye devam edilecek.

Kısacası beynimizin de diğer organlar gibi Allah’ın kurduğu sistemin yani vücudumuzun dışında yaşaması oldukça zor. Onun ilmi tüm varlığı kuşatmıştır.

Sizin ilâhınız, ancak kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayan Allah`dır. Onun ilmi her şeyi kuşatmıştır.” (Tâhâ Suresi, 98)

Kaynak: NYU Langone Medical Center News