Ahlaksız yöntemlere elbette her Müslüman yüreği karşı olur ama mesele yöntem değil mesele bizatihi tıp biliminin kendisi. Bilim derken kastettiğim sistematik olarak tecrübe edilmiş ve ispatlanmış bilgi. Bilime karşı olmak nasıl bir şey, insan matematiğe karşı olabilir mi ya hu… Şunu artık aşmamız lazım, modern oldu diye bir şey kötü olmaz.
Bir hekim adayı olarak, günümüzde kendini modern tıbbın karşısında konumlandırmış olsa dahi alternatif tıp adı verilen uygulamalara önyargılı ve karşı değilim. Araştırılsın, geliştirilsin, bir usûl üzere yürütülsün, hatta alternatif diye anılmasın, tıptan ayrı bilinmesin. Ama şunu ifade etmem gerekir ki modern tıbbı Allah’ın yarattığı ve insana emanet ettiği konusunda şüphesi olan her türlü akım bir çeşit hastalıktır. Hekimlik bunlarla da mücadeleyi gerektiririr.
Biraz sağlıkla ilgileniyorsanız muhakkak duymuşsunuzdur; modern tıbba sayıp söven, ilaç kullanmayı kötüleyen, ameliyatların her türlüsünü gereksiz, hatta yanlış bulanları. Karşı koyarken kendisi de kayda değer bir iş ortaya koyamamış düşünceleri. Evet, ilaç sektörünün ve vicdansız doktorların yaptığı zulümler doğrudur, neler var neler, Allah ıslah etsin. Bilimin günümüzde ahlaki bir kaygı taşınmadan yapıldığını da biliyoruz. Tam bu noktada faturayı modern tıbba kesmek ise yapılacak en komik ve acı şey. Mevzu bahis zulümler herkesin dilinde zaten, benim değinmek istediğim nokta ise bu acı komedi. Çünkü burada da bir zulüm söz konusu…
Bahsettiğim düşünce yapısı önce modern tıp bilmini silerek başlıyor işe. (Gariptir ki başta modern tıbbın anatomi ve fizyolojisinden başka bir şeye ihtiyacımız yok deyip sonra söyleyeceklerini delillendirmek için nükleer tıp, moleküler onkoloji gibi tıbbın en detay bilim dallarından en son verileri kullanıyorlar… Neyse oraya girmiyorum :) Ahlaksız yöntemlere elbette her Müslüman yüreği karşı olur ama mesele yöntem değil mesele bizatihi tıp biliminin kendisi. Bilim derken kastettiğim sistematik olarak tecrübe edilmiş ve ispatlanmış bilgi. Bilime karşı olmak nasıl bir şey, insan matematiğe karşı olabilir mi ya hu… Şunu artık aşmamız lazım, modern oldu diye bir şey kötü olmaz. Bilgi, aslen mukaddestir ve bilim insanlığın ortak mülkü...
Modern tıp derken kastedilen şeyleri somutlaştırmak adına bir örnek verelim: PubMed diye bir tıbbi veri tabanı var, sadece saygın tıp yayınlarından seçilmiş makalelerin toplandığı ve günümüzde araştırmalar için temel teşkil eden bir kaynak. Eylül 2012 itibariyle 22 milyondan fazla makale bulunuyor ve her yıl da 500.000 yeni kayıt giriliyormuş. Şimdi bu kadar emeği nasıl çöpe atarsın, neye dayanarak?
Adama “sen ne ortaya koydun peki?” diye sorarlar. Bakıyorsun modern tıp bir konuda 20.000 kişilik “sistematik” bir araştırma ortaya koymuş, karşı koyana bakıyorsun örneklemi 20 kişiyi bulmuyor, “bizim komşu, emmolu, işte bi de filanca yaptırmış, iyi gelmiş, rahatlamış” düzeyinde kalıyor. Gel, sen de çalış, göster araştırmanı, delillendir fikrini, ve bunu Müslümanca yap. Ama yok, işin kolayına kaçıyorlar. İnsan hayatı söz konusu… Yazık…
İnsan hayatı demişken, burada ameliyat mevzusuna değinmek istiyorum. Şöyle bir örnek vereyim: Apandis ameliyatı, cerrahinin en iyi bildiği ameliyatlardan biridir. Diyelim ki bir yakınınız apandisit olmuş, yapılacak şey belli, cerrahi operasyonla apandisin çıkarılması. Durum şu: çıkarırsak yakınınız yaşıyor, çıkarmazsak apandis perfore oluyor (yırtılıyor) ve ölümle sonuçlanıyor. Modern tıp karşıtları ameliyata kesinlikle gerek yok diyor, ameliyat olursa, vücuda müdahale edilirse Allah’ın hükmüne karşı gelmiş olacakmışsınız gibi. Böyle şey mi olur ya hu? Allah’ın kuşatmadığı şey mi var? Net bir şey var ortada bir tarafta insan yaşıyor diğerinde ölüyor. Birileri de çıkıp size “yoktan yere” ölümü işaret ediyor, böyle şey mi olur ya hu? Nasıl bir din (algısı) bu?
Evet din algısı… Zira bakıyorsunuz alternatif tıpçılar bir yerden sonra dinî bir kisveyede bürünüyor muhakkak. Ve maalesef “az bir karşılık” için, benim gördüğüm kadarıyla... Türkiyedekiler için konuşuyorum tabi.
Mesele ölüme gelince de “Müslüman için ölüm kötü bir şey değildir” diyorlar. İyi, eyvallah da adam neden ölsün ki şimdi? Biliyoruz dermanını (yani bu konudaki sünnetullahı) basit bir operasyonla hayatta kalacak. Hangi gerekçeden ya da hangi günahtan dolayı diri diri gömelim bu adamı?
***
Burada ilaçları ve ilaç sektörünün yanlışlarını savunacak değilim ama ilaçlar iyileştirseydi “Allah hak olmazdı”ya kadar varıyor tezler. İslam’ı daha iyi anlasak böyle olmayacak. Armutu yiyip iyileşince Allah’tan oluyor, ilacı içip iyileşince olmuyor. Zencefille naneyi, zeytin yağı ile dere otunu karıştırınca oluyor. Moleküler düzeyde bir karışım yapınca yanlış yapmış oluyorsun. Öyle ifadeler kullanılıyor ki moleküler ya da nano düzeyde çalışmak Allah’ın sınırlarının dışına çıkmak, kanunlarına muhalefet etmek, yasak meyveyi yemek sanırsınız. Modern tıp yöntemleri sonucunda iyileştiğinizde küfre düşmüş oluyorsunuz sanki, haşa Allah’ı yenmiş oluyorsunuz gibi. Bana batının orta çağını hatırlatan bu ‘karanlık bilgi’ anlayışını İslam’la bağdaştıramıyorum. Ya hu, şifa Allah’tandır, tıp da şifaya vesile bulmak için Sünnetullah’ın tâlimi…
Nerde o ilim için Antik Yunan’dan çeviri yapan Müslüman bilimadamları, nerede yitik hazinesi olan ilmin peşinde koşanlar, yok mu şu zamanın bilgisiyle Müslümanca yöntemler ortaya koyacak vicdanlı hekimler, akademisyenler?
Modern tıbbın bulduğu mekanizmalar, gemilerin suyun üzerinde gitmesi gibi Allah’ın yarattığı imkânlardır. İlaçlar da sağlık üzere hayatınızı devam ettirmenize yardımcı olur. Evet, sen yakan yıkan, toplumu ve nesli ifsad eden gemiler de yapabilirsin. Bu bilgi, ilaç yapma/molekülerle inşa etme bilgisi, insana verilmiş bir emanettir kanaatimce.
Modern tıbbı yaratan ve bu bilgiyi insana emanet edene hamd olsun. Bu bilgiyi yerinde kullanacak hikmet sahiplerine/hekimlere ve hekim adaylarına, içinde hekimlik diye bir dert taşıyanlara selam olsun.
Allah bizi de onlardan eylesin.