
İbrahim Refik
Microsoft tarafından üretilen "Deep Blue" adlı bilgisayar, dünya satranç şampiyonu Kasparov`u yendiğinde bütün dünya hayretler içinde kalmıştı. Oysa satranç oynayan ilk robot günümüzden yaklaşık üç asır önce yapılmıştı ve adına "Türk" adı verilen bu robot (satranç otomatı), dönemin bütün usta satranç oyuncularını artarda mat etmişti.
Dünyanın bu ilk satranç otomatını, 1719 yılında Viyana`da Baron VVolfgang von Kempelen adında bir Macar Mühendisi icat etmişti. "Türk" adlı otomat, kürsü biçiminde masanın üzerine yerleştirilmiş bir satranç takımı ile taşları hareket ettiren insan biçimindeki bir robottan oluşuyordu. Bu robot tahtadan yapılmıştı ve bir Osmanlı sultanının giysileriyle donatılmıştı. "Türk", bir metrekarelik bir kabinin ardında oturuyor, kabinin üzerinde de bir satranç takımı duruyordu. Aletin mucidi von Kempelen`in yan tarafta bulunan anahtarla robotun içindeki çarkı kurmasıyla çalışmaya başlıyordu.
Karşısına çıkan rakipleri birer birer alt eden robot, sadece taşları hareket ettirmekle kalmıyor, rakibinin hamlelerini de değerlendirerek ona göre taktikler geliştiriyordu. Kempelen bu müthiş robotuyla uzun yıllar bütün Avrupa`yı dolaştı. Ona verilen "Türk" adı ise o dönemde Avrupa`da çok yaygın olan "Türk gibi kuvvetli" deyiminden kaynaklanıyordu. Bu ismiyle otomatın "Türk gibi kuvvetli" olduğu için yenilmeyeceği vurgulanmış oluyordu.
Otomatın ünü çok kısa bir sürede bütün Avrupa`ya yayıldı. "Türk", birçok Avrupa saraylarına ve konaklarına davet edildi. Avusturya İmparatoriçesi, Rus İmparatoriçesi II. Katerina, Napoleon Bonaparte, daha sonra ABD başkanı olacak olan ABD elçisi Benjamin Franklin gibi dönemin ünlü kişileri "Türk"ün karşısına geçerek satranç bilgilerini tecrübe ettiler ve mat oldular.
Von Kempelen`in 1804`de ölmesinin ardından "Türk"ü Johann Maelzel adlı bir müzisyen satın aldı. Maelzel`le birlikte ABD`ye giden otamat, burada büyük hayretle karşılandı. Edgar Allen Poe, David Brewster gibi ünlü yazarlar, dönemin gazetelerinde "Türk"e övgüler yağdırdı. Daha sonra Napolyon`un torunu tarafından alınan döneminin bu ilgi çekici oyun aygıtı 1854 yılında Philadelphia`daki Çin müzesi yangınında yanarak tarihe karıştı.
Uzun yıllar, hiç kimse tahtadan yapılmış bir robotun satranç oynayabileceğine inanamadı. Herkesin ortak görüşü robotun içerisinde küçük bir çocuğun ya da bir cücenin bulunduğu yönündeydi. Ünlü Fransız sihirbaz Jean Robert-Houdin, Türk`ün içerisinde iki bacağını savaşta kaybeden Worousky adlı usta satranççının gizlendiği tezini bile geliştirdi.
Baltimore gazetesinde yer alan bir habere göre ise 1827 yılındaki Amerikan turnesi sırasında iki çocuk Avrupa Satranç Şampiyonu William Schlumberger`i Türk`ün içinden çıkarken gördüklerini iddia etti. Fakat Von Kempelen her oyundan önce Türk`ün kapağını açarak, içerde bir insanın saklanmadığını gösteriyordu.