
Avustralyalı amatör gökbilimci Anthony Wesley, Jüpiter’e çarpan bir gökcismini keşfetmeyi başardı. Öve öve bitiremediğimiz NASA’nın bundan haberi bile yoktu!
âinat nasıl oluştu? Dünya nasıl oluştu? Kâinat ne kadar geniş? Dünya’da yaşam nasıl başladı? Dünya’dan başka yerlerde canlılar var mı? Bunun gibi yüzlerce soru asırlar boyu hep insanların kafalarını kurcalayıp durdu. İnsanoğlu bu sorulara yanıt bulmak için değişik yollara başvurdu. Kimisi büyük binalar inşa edip kâinatı yakından incelemeye çalıştı. Kimi suyun üzerine görüntüsü akseden yıldızları inceledi. Kimisi de kâinatı daha yakından incelemek için teleskop yaptı. Her ne kadar kullandıkları yöntemler farklı olsa da hepsi tek bir amaç içindi. Kâinatı daha iyi tanımak.
Gökbilim, mavi gezegen Dünya’yı ve Dünya’nın dışındaki yıldızları, gezegenleri, gökadaları, kuyruklu yıldızları ve bunun gibi yüzlerce gökcismini inceleyen bilim dalıdır. Aynı zamanda gökbilim; matematik, fizik, coğrafya, biyoloji, kimya gibi birçok bilim dalından da beslenmektedir.
Gökbilimde hiçbir bilim dalında olmayan bir özellik vardır. Bu özellik gökbilimle amatör olarak ilgilenilebilmesidir. Gökbilimle amatör olarak ilgilenen insanlara amatör gökbilimci denir. Günümüzde amatör gökbilimciler bir çok keşif yapmış veya keşif yapılmasına yardımcı olmuştur.
Yakın zamanlardan bir örnek verelim. Avustralyalı amatör gökbilimci Anthony Wesley, Jüpiter’e çarpan bir gökcismini keşfetmeyi başardı. Öve öve bitiremediğimiz NASA’nın bundan haberi bile yoktu! Ta ki Anthony Wesley açıklayana kadar. Bu örnekten de anlaşılacağı gibi amatör astronomların gökbilime oldukça faydası dokunmaktadır.
Gökbilimin tarihine gelince… Gökbilimin tarihi oldukça eskiye dayanmaktadır. İnsanlar gökbilimle ilgilenmeye ilk çağlardan başlamışlardır. Daha sonra Babillilerden Mısırlılara, Çinlilerden Mayalara, Eski Yunanlılardan İslam ülkelerine kadar geniş bir kitle tarafından bir silsile hâlinde gökbilim sürekli geliştirilmiş, eski bilgilerin üstüne yeni bilgiler eklenerek veya eskisi değiştirilerek bugünkü hâle gelmiştir. Ancak bu pek de kolay olmamıştır. Bu uğurda birçok çileler çekilmiş, hatta canlar verilmiştir.
Özellikle ortaçağda kilisenin bilim adamları üzerindeki baskısı yüzünden birçok bilim adamı fikirlerinden vazgeçmek zorunda kalmıştır.
Gökbilim;
- Geçmiş yüzyıllarda denizcilerin yaptığı gibi yolumuzu bulmamıza yardımcı olabilir.
- Kutup yıldızından (Polaris) faydalanarak yönümüzü tayin edip yolumuzu bulmamızı sağlar.
İçeriği zengin olan bir bilim dalıdır. Gökadalar, yıldızlar, süpernovalar, bulutsular, karadelikler, nötron yıldızları, küresel yıldız kümeleri… Bu örnekler ucu bucağı yok. Bu cisimlere bakarak, düşünerek veya tahayyül ederek Allah’ın sonsuz kudretini idrak etmeye çalışır, tefekkür ederiz.
- De ki: “Göklerde ve yerde neler var, bir baksanıza.” Fakat âyetler ve uyarılar, inanmayan bir topluma hiçbir fayda sağlamaz.
(Yunus Suresi , 101. Ayet)
İnşaallah bizler inanan bir toplum olarak gökbilimi beraberce inceleyip, öğrenmeye çalışarak Allah’ın bu emrini karşılıksız bırakmayacağız. Allah hepimizi cahillikten ve cahillerden korusun. Amin…