Dünyaca ünlü ABD’li araştırma şirketi Pew, 39 ülkede İslam ve Müslümanlar üzerine yaptığı; ‘Dünya Müslümanları İttifak ve Çeşitlilik’ adlı kapsamlı çalışmanın sonuçlarını yakın zaman önce açıkladı. Anket, Türk halkının, yüzde 67’sinin dinin hayatındaki yerinin ‘çok önemli’ olduğunu, yüzde 84’ünün Ramazan’da oruç tutuğunu, zekat verenlerin oranının yüzde 72 olduğunu tespit etmiş. Ramazan ayında onca oruç yiyeni gördükten sonra Türk halkının % 84’nün oruç tuttuğu tespiti yine muhtaç sahiplerinin çokluğu göz önüne alındığında Türk halkının % 72’isinin zekâtı veriyor tespitinde sanki biraz sıkıntı varmış gibi gözükse de anketin Türk halkının dindarlaştığını göstermesi sevindirici…
Peki İslam dünyasının diğer haklarının dini yönelişleri ne âlemde? Özellikle de İslam dünyasının en önemli problemi haline gelen mezhep ayrışmasına ilişkin İslam dünyası olarak ne durumdayız?
Anket bu konuda da önemli tespitler içeriyor. 39 ülke Müslümanlarının dörtte biri kendisini ‘Sünni’ veya ‘Şii’ olarak tanımlamış, kalan büyük çoğunluk ise “sadece Müslüman” olarak niteliyor. Mezhepsel aidiyetinin Orta Asya, Rusya ve Balkanlar’daki Müslümanlar arasında daha az önemsiz olduğu görülüyor. Fakat Güney Asya ve Ortadoğu-Kuzey Afrika bölgesinde ise mezhep kimliği dikkat çekiyor. Mesela Pakistan’da Sünnilerin % 41’i, Şiileri gerçek Müslüman olarak görmüyor. Mısır ve Fas’ta halkın yarıdan fazlası Şiileri Müslüman olarak nitelemiyor. Fakat yoğun Şii nüfusun bulunduğu Irak ve Lübnan’da ise tam tersi bir tablo ortaya çıkıyor. Bu iki ülkede halkın büyük çoğunluğu (Irak-yüzde 92; Lübnan-yüzde 88) Şiileri Müslüman olarak kabul ediyor. (Irak’ta Sünni ve Şiilerin birbirlerine yönelik terör eylemlerine bakılacak olursa bu tespit de pek gerçeği yansıtmıyor gibi gözüküyor.)
Türkiye’de ise halkın yüzde 89’u kendini Sünni, yüzde 5’i ise ‘Alevi’ olarak tanımlıyor. Halkın büyük çoğunluğu Alevileri din kardeşi olarak görüyor. Yüzde 69’luk bir çoğunluk Alevileri, Müslüman olarak görürken, yüzde 15’i buna katılmıyor.