
İçerisinde yaşadığımız dijital çağda neredeyse her gün yaşanan teknolojik gelişmeler bireylerin alışkanlıklarını da değiştiriyor. Yaşanan bu değişim karşısında bir kesim, bütün bu gelişmelerin, bireylerin yoğun bilgi tüketicisi ve paylaşıcısı olmasını zorunlu kıldığını dile getiriyor. Üretimin hızlı temposu ile teknolojinin insanüstü yeteneklerini kullanan insanın günlük yaşamın kısır döngüsü içinde duygularından uzaklaştığını söylüyorlar. Daha çok başarı, daha hızlı yaşam, daha çok üretim gibi bir yarışa giren insanın hızlı yaşamı teknolojideki gelişme hızını arttırıyor ve duygusallığından uzaklaştırıyor, diyorlar. Dolayısıyla duygusal dünyanın değerlerini yani insanî değerleri doyasıya yaşayamayan insanın yerini robotlaşmış bir nesnenin alacağını ifade ediyorlar.
* * *
Dijital devrimin yıldızı internetin başat aktörü sosyal medya servisleri de, özellikle Arap Baharı sürecinde çokça konuşuldu. Sosyal medyanın araçsal yönünün ön plana çıktığı tartışmaların odağında ise, aktivistlerin bu mecraları nasıl kullandığı vardı. Yenişafak gazetesi Yazarı Prof. Yasin Aktay da, “Facebook devrim yapar mı?” başlıklı bir yazı yazarak, devrimleri gerçekleştiren iradenin gençlerin değişim istekleri olduğunu dile getirerek, sosyal medya servislerinin bu süreçlerde bir ‘aktör’ değil, sadece bir ‘faktör’ olabileceğini söyledi.
Gerçekten Arap Baharı’nda yaşandığı ülkelerdeki aktivistler, Facebook ve Twitter gibi sosyal medya servislerinin seslerini dünyaya duyurmaları açısından önemli bir rol oynadığını özellikle vurguluyor. Geleneksel kitle iletişim araçları gazete ve televizyonların, devlet ve sermaye işbirliği ile tahakküm altına alındığı dönemlerde yeni medya servisleri, yaşanan zulüm ve adaletsizlikleri duyurma noktasında çok önemli imkanlar sundu. Gerçekten de, sosyal medya servislerinin gündelik hayat içerisindeki rolü her geçen gün artıyor. Bu durum bir kesim için yukarıda saydığımız nedenlerden ötürü vahim olarak nitelendirilirken, bir kesim ise pozitif getirilerine işaret ederek ‘ellemeyin’ diyor.
* * *
Dijital devrimin başat aktörü internetin parlayan yıldızı sosyal medya servislerinin üzerine yapılan araştırmalar Türkiye’de sosyal medya kullanımının dünya ortalamasının üzerinde olduğunu gösteriyor. Türkiye, Facebook sosyal medya servisinde 30.884.880 kullanıcı ile dünyada altıncı sırada bulunuyor. Facebook, Türkiye’de internet kullanan nüfusun %88’ine ulaşmış durumda. Türk internet trafiğinin %4,07’si tek başına Facebook üzerinde gerçekleşiyor.
Dünyaya paralel olarak Türkiye’de en yaygın biçimde kullanılan sosyal medya servislerinden Twitter da Türkiye’de çok yüksek bir kullanıcı sayısına ulaşmış durumda. Türk internet kullanıcılarının %16.6’sı Twitter kullanıyor. Dünyada 8. sırada. Özellikle mobil kullanıcıların artmasıyla birlikte Twitter servisinin kitlesi her geçen gün büyüyor. Türkiye’de 7.2 milyon tekil Twitter kullanıcısı bulunuyor. Üyelerin 5.3 milyonu aktif olarak Twitter kullanırken, günde 1.7 milyon Türkçe tweet atılıyor.
* * *
Sosyal medyanın bireylerin gündelik hayatına etkisi üzerine farklı görüşlerin dile getirilmesi sadece ülkemize özgün bir durum değil. Bütün bu araçların bireylerin psikolojisine etkisi daha uzun süreler de tartışılacak gibi görünüyor. Bütün bu tartışmaların odağında çok özel, üzerine konuşulması gereken bir olay yaşandı Türkiye’de. 1989 doğumlu Kazakistan Vatandaşı Usseen Chilmanov, iade edilmek için bindirildiği uçaktan, Twitter`daki duyarlı vatandaşların durumdan haberdar olması ile kurtuldu. Kazakistan’da siyasi suçlardan dolayı aranan bir genç olan Chilmanov, iltica başvurusu kabul edildi. Fakat Yabancılar Şube Müdürlüğü tarafından iade edilmek üzere havaalanına gönderildi. Olayı takip eden Mazlumder ve İHH aktivisitlerinin Twitter üzerinden yürüttüğü kampanya ise Cilmanov’un hayatını kurtardı. Üst üste atılan twitler duyarlı kullanıcılar tarafından paylaşıldı ve oluşan gündem hükümet yetkililerine kadar uzandı. Kazakistan’a gönderilmek üzere uçağa bindirilen Chilmanov, son dakika müdahalesiyle uçaktan indirildi ve idamdan kurtuldu.
* * *
Bu ve benzeri olaylar, dijital alanda yaşanan gelişmelerin sosyolojik ve psikolojik etkilerinin uzun uzadıya tartışıldığı dönemde, gerek Arap Baharı’ndaki önemli rolü, gerek gündem oluşturma gücü, gerekse işlevsel birçok özelliğini göz ardı etmeden yapılacak değerlendirmelerin, özellikle sosyal medya karşısında alınacak pozisyonun daha sağlam olabileceği görüşünü sağlamlaştırıyor.