
1969 doğumlu Can Atilla, New Age tarzda müziği ülkemize belki de bu derece geniş çapta tanıtan en önemli ustalardan biri. Nedir New Age müzik? Bazen gözlerimizi kapatıp bütün kaygılardan uzaklaşmak, ruhumuzu dinlendirmek için dinlediğimiz, yalnızca enstrümanlardan oluşan sözsüz ve rahatlatıcı müzik.
Biz bu tarzı keman, piyano, lir gibi Batı çalgılarından oluşan bir konsept içinde gördük hep. İşte Can Atilla bu kalıptan sıyrılıp bizi Batı enstrümanlarının yanı sıra saz, tef ya da ney gibi oryantalizm kokan, Doğu çalgılarıyla harmanlanmış yeni bir yolculuğa çıkarıyor.
Türkiye’nin yanı sıra İngiltere ve Hollanda’da da çıkardığı albümler ile pek çok ödül alan Atilla, uluslararası platformda da söz sahibi olmayı başardı. Fakat onu Türkiye’ye asıl tanıtan girişimi, 2005 yılından itibaren temelini attığı Osmanlı Üçlemesi’ni oluşturan “Cariyeler ve Geceler” (2005), “1453 Sultanlar Aşkına” (2006) ve “Aşk-ı Hürrem” (2007) albümlerinden meydana gelen bir konsept albüm serisiydi. Bu üçleme mübarek Ramazan aylarında insanın içini serinletir tarzda…
Can Atilla bu albüm serisiyle bizi görkemli Osmanlı sarayında otantik bir keşfe davet ediyor. “Mara Despina”, “Hamamda İlk Gözyaşları”, “Aşk-ı Hürrem” gibi dinlemenizi önerdiğimiz nefis parçalarıyla, bir devir kapatıp açan koca Osmanlı Medeniyeti’nin kahramanlıkları ve zaferlerinden tutun Harem’in akıl almaz entrikalarına dek birçok mistik olayı bizzat yaşamış gibi olacaksınız.