
En Büyük Yardımcı
Hz. Fatıma annemiz evin zor işlerinde büyük zahmetlere katlandığından, Hz. Ali kendisine Resulullah Efendimizin yanına gidip bir hizmetçi talep etmesini ve böylece ev işlerinde yardımcı olmasını söyler. İslam Peygamberi kızının isteğinden haberdar olduğu vakit şöyle buyurur: “Ey Fatıma, sana öyle bir şey vereceğim ki hizmetkârdan ve dünyada ne varsa hepsinden daha değerlidir. Namaz kıldıktan sonra 34 kez Allah-u Ekber, 33 kez Elhamdulillah ve 33 kez Subhanallah de ve hepsini Lailahaillallah ile hatmet. Bu iş sana istediğinden ve dünyada ne varsa ondan daha iyidir.” Resullullah Efendimiz tespihi parmaklar yardımı ile çekmiş ve şöyle buyurmuştur: “Parmaklarının eklemleriyle tespihlerini say. Çünkü parmaklar ahirette ne iş yaptıklarından sual olunacaklar, onlar da tespih ettiklerini söyleyeceklerdir.”
Üstad Necip Fazıl’ın Tespihi Böyle Olur! 
Üstad Necip Fazıl’ın 33 tasavvuf büyüğünün hayatını anlattığı kitabı Altın Halka (silsile-i Zeheb) zamanın derli toplu en kıymetli çalışmalarından biridir. Kapağında 33’lük bir tespih olan kitap her bir tasavvuf ehlini bir tespih tanesi gibi çekmiş ve bize sunmuştur. Eser daha sonra Büyük Doğu yayınları tarafından neşredilerek günümüze kadar uzanmıştır. Altın halkanın onuncusu, Hızır ile sohbet etme makamına ermiş ve Hızır’ın “bir oğlun olacak, adını Abdülhalik koy” diye söylediği bir babanın oğlu olan ‘Abdülhalik (Gücvedani) hazretleridir. (Hani şu geçen sayı Genç Dergisi’nin posterini armağan ederek gönüllerimize dokunduğu büyük zatı muhterem.)
Kehribarın Özelliği Nedir?
Kehribar, uzun sürede oluşan bir fosildir. Sanıldığı gibi hayvan değil bitki kökenlidir. Daha çok Baltık ülkelerinde büyük çam ağaçlarının ürettiği sıvının yere damla damla dökülüp uzun yıllar geçtikten sonra dönüşüp renk değiştirmesiyle oluşur. Bu yüzden kehribarın kendine özgü çok güzel bir çam kokusu vardır. Araştırmacılar, kehribarın oluşumunda binlerce yıldan bahsederler. Tespih yapılırken büyük kehribar parçaları kesilir ve içinden limon sarısı renginde kehribar parçacıkları çıkarılır. Bu parçalardan tespih yapılır. Ama çok enteresandır ki 5 sene sonra kehribar renk değiştirmeye başlıyor ve netice itibarıyla 15 yılda kendi ana rengine dönüşüyor.
Aşk Tespihin İmamesi midir?
Uzak İhtimal filminde Musa, rahibenin düşürdüğü, imamesinde haç bulunan tespihi yerden alır ve cebine koyar, akabinde gittiği camide kendi tespihi yerine -yanlışlıkla- onu çekmeye başlayınca, cemaatten bir hacı amcaya yakalanmaz mı? Panikler. İşte aşk adama, bir Hristiyan’ın tespihiyle ‘Süphanallah’ bile çektirirmiş. İnsanın ister istemez aklına pek alakalı olmasa da İbrahim Tenekeci’nin o müthiş sözleri geliyor: “Süleymaniye’nin karşısında, tarihin üstünde bağdaş kurup oturdum tespih çekiyorum; seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum... “
Zincirler Bile Tespihtir!
Afyon ve civarını haraca bağladığı için ‘Belâlı ‘ diye tanınırken, karısına sarkıntılık eden birini öldürünce, ‘Kasap ‘ diye anılmaya başlayan bir adam vardır. İsmi Tahir’dir. İdama mahkum edilir.
Hem ellerinden hem ayaklarından prangaya vurulan idam mahkûmu Tahir, hava almak için hapishane bahçesine çıkarıldığı zamanlarda bile bu zincirlerle dolaşırken, bir gün bahçede Üstad Bediüzzaman’la karşılaşır. O an bu büyük zattan medet umarak: “Ne olur bana dua buyurun! Kurtarın beni bu halden Hocam! “diye yalvarıp yakarır. Üstad “Bu sana takılan şeyler, senin idam mahkûmiyetinin zincirleri değildir! Senin tespihindir bunlar! Sen namazına başla, tespihini çek, ben de dua edeceğim, inşaallah kurtulursun!” diye nasihatte bulunur. O andan itibaren Tahir, madden ve manen temizlenip özünde tahir hale gelir ve namaza başlar. Namaz sonunda kendisini bağlayan zincirlerin halkalarını bir bir sayar. Bir de ne görsün; tamı tamına otuz üç halkadır zincir.
O andan itibaren o zinciri de tespih edinir temiz Tahir... Ve günler, haftalar, aylar derken, bir süre sonra Üstadın kerameti gerçekleşir ve Tahir, 1950 affıyla da tahliye olur…
Zeytin Çekirdeğinden Tespihler Yapmak
Zeytin çekirdeğinden tespih yapmak da gelenekselleşmiş bir yöntemdir. Dışı çizgili olan çekirdekler çekildikçe çizgilerini kaybeder ve zamanla zımparalanarak renk değiştirir. Anadolu’da zeytin çekirdeği ile yapılıp işlevini gayet yerine getiren mütevazi tespihlere inat zengin koleksiyoncular için bin bir çeşit kıymetli malzemeden oluşan tespihler üretilmektedir. Fildişi, mors dişi olanları çok pahalıdır. Tespihcibaba.com sitesinden sizin için tespih borsasını takip ettik.
Mercan tespih özel üretim: 12.000.00
Oymalı fildişi tespih: 9.500,00
Gergedan boynuzu tespih: 8.200,00
Kehribar tespihin ise en ucuzu: 1.000.00’dan başlıyor.
Kainatta Yaratılmış Her Şey O’nu Tespih Eder
Kur’an’ı Kerim’de Rabbimiz “Yedi gök, yer ve bunlarda bulunan ne varsa O’nu tespih etmektedir; O’nu övgü ile tespîh etmeyen hiçbir şey yoktur, ancak siz onların tespihlerini kavrayamıyorsunuz. Şüphesiz O, hilm sahibidir, bağışlayıcıdır.” (İsrâ 17/44)buyurmuştur. Mikdâm b. Ma’dîkerb de “Toprak ıslakken tespîh eder; kuruyunca tespîhi bırakır. Yaprak, ağaçta iken tespîh eder; kuruyup yere düşünce tespîhi bırakır. Su, aktığı müddetçe tespîh eder. Elbise yeniyken tespîh eder; eskiyince tespîhi bırakır. Vahşi hayvanlar ve kuşlar, bağırdıkları zaman tespîh ederler; susunca tespîhi bırakırlar.” demiştir.
Behzat Ç. Tespihi Yeniden Sevdirdi mi?
Tespih ibadet araçlarından biri olarak kullanılmakla birlikte bir dönemin bıçkın kabadayılarının da alameti farikası idi. Ama ne olduysa modernizmin getirdiği baskıdan kabadayılar da etkilendi ve tespihi bıraktılar. Lakin son dönemde bir TV dizisi bu rüzgarı tersine çevirmeye başladı. Bahsettiğimiz dizi bir Ankara polisiyesi yani Behzat Ç. Behzat Amirimin tespih çevirmesi özellikle gençlerde tespihe karşı olan negatif bakışı sevimli ve delikanlı bir bakış haline getirdi. Elbette bu havai tespih kullanımının maneviyata katkısı yoktur ama kim bilir bir şeyleri sorgulamaya vesile olabilir.
Tesbih Elimde Zikir Dilimde
90’lı yıllarda dini içerikli paylaşımlarda bulunan radyolarda en sık duyulan ilahilerin başında gelen “tesbih elimde zikir dilimde” ilahisi o yıllarda çocuk olanlara ilk ezberletilen ilahilerden biriydi. Sözleri hatırladığımız kadarıyla şöyle idi ve Abdurrahman Önül söylüyordu.
Tesbih elimde
Zikir dilimde
Mahşer yerinde
Allah isterim
Allah isterim
Bir yol gösterin
Cennetü âla da
Allah Makam isterim
Sevdiğine Sayıyla mı Götüreceksin?
Eski bir takvim yaprağının arkasında okumuştum. Bir aşık maşukuna topladığı çiçekleri götürmekte iken yoluna bir derviş çıkar. Derviş aşık gence elindeki çiçekleri kime götürdüğünü sorduktan sonra kaç adet götürdüğünü de sorar. Aşığın cevabı “hiç saymadım insan sevdiğine sayarak mı götürür hediyesini?” olur. Bunu duyan derviş elindeki tespihi kırıvermiş.
Tespihçi Hüseyin Amca
Bursa’nın kanaat önderlerinden Tespihçi Hüseyin Amca (Âmâ Hüseyin Amca diye de bilinir) sohbetine iştirak edenlere “ve hüve meaküm eyne maküntüm” (Siz neredeyseniz O sizinle beraberdir) ayetini sık sık vurgulayarak zühd ve takva ehli olmanın önemini anlatır. Tarihi zenginlikleriyle ve doğal güzellikleriyle dolu Bursa’ya yolunuz düşerse böyle manevi güzellikler sunan güzel insanın duasını almadan geçmeyin derim.
Taş Yıkayıcılar
Hep “taş yıkayıcılar” isimli bir kısa film çekmek istedim. Her tespih tanesinde nefsin granit kayalarını ağartan gönül erlerini konu alan, onların bu büyük cihadını üç boyut vesaire teknolojilere hiç ihtiyaç duymadan tamamen çıplak bir gözle gözlemler gibi çekmek istedim. Ama onlar Rabbin nazlı kulları, bu güzel aşkın hallerini kameraya dönük yapmazlar çünkü riyadan Rabbimize sığınırlar. Ne diyeyim çekmişle beraber… (Sami)