
Suriye’de 40 yılı geçkin bir süredir Baas diktatörlüğü hüküm sürüyor. Geçmişte binlerce vatandaşını hunharca katleden baba Esed gibi oğlu Esed’de iktidarını korumak adına çılgınlık diye tanımlanacak katliamların altına imza atmaktan çekinmiyor. 1,5 yıldır özgürlük isteyen halkının üzerine kan kusan bir yönetim, köşeye sıkıştıkça çılgınlığının boyutlarını çok daha ilerilere taşıyor. Tüm bölgeyi ateşe atacak adımlar atıyor.
Türkiye’nin keşif uçağının uluslararası sularda Suriye tarafından vurularak düşürülmesi de böyle bir çılgınlık. Yıllardan beri Suriye hava sahasını defalarca ihlal eden amiyane ifadeyle kevgire döndürün, sadece ihlalle kalmayıp üstün üstelik birçok askeri tesisini yerle bir eden İsrail savaş uçaklarını aval aval izleyen Suriye yönetimi Türk jetini hiçbir uyarıda bulunmadan uluslararası sularda düşürme cesaretini nereden almış olabilir acaba?
Hamisi Rusya’dan mı? Abisi İran’dan mı?
Kaza olmadığı kesin olan bu saldırı yoksa köşeye sıkışan Esed’in son kurtuluş hamlesi mi acaba? Yönetimimi askeri müdahale ile düşürmeye kalkarsanız tüm bölgeyi yakma pahasına tüm çılgınlıkları yaparım mesajı mı acaba?
Esed’in bu fütursuzluğunun cesaretini kimden aldığı malum. Niyetinin ne olduğu da…
Burada önemli olan Türkiye’nin bu fütursuzluğa karşı nasıl cevap vereceği.
Bu yazının kaleme alındığı saatlere kadar çok temkinli bir politika izleyen Türkiye bu teennili politikasını daha ne kadar sürdürecek? “Bu saldırıya gerekli cevabı vereceğiz” sözünün içini nasıl dolduracak? Bekleyip göreceğiz. Ancak görünün bir şey var ki o da; “Benden sonrası Tufan” deyip bütün bölgeye ateşe atabilecek tıynette bir diktatör profili var karşımızda..