Nedim Kaya
Eminim gençler bizim burada yazacağımız yaz tatili tavsiyelerine istihza ile yaklaşacaklar, biliyorum, “Senin o dediğin on sene önce popülerdi bey amca!” gibi reaksiyonlarla karşı karşıya kalacağız onu da biliyorum. Bildiğim için de bu yaz PSP’de hangi oyun daha popüler olacak, Metin2’nin yeni versiyonuna ne tür yeni “item”lar eklenecek gibi mevzulara girip rezil olmanın âlemi yok. Ama yıllar, bazıları yüzyıllar geçse de değerini kaybetmeyecek evrensel yaz tatili önerileri var bunları gençlerimize hatırlatmak istedim. Gerçi muhterem Osman Nuri Topbaş beyefendiye sorarsanız uzun bir tatil süremiz var, o da ölünce ama biz bu ideal standarttan fani işi kendi standartlarımıza dönelim. Dün gece seyrettiğim ve 6 aylık ömrü kalmış iki ihtiyarın ölmeden önce yapacaklarını içeren “Bucket List”inden esinlenlenerek yaptığım listeyi sizlere sunayım.
1. Kocaman yaşımıza başımıza bakmadan Kur’an-ı Kerimi okumayı bilip bilmediğimize bakacağız. Evet yazları Kur’an Kursuna gitmek bir talebe klasiğidir. Gelecek yaza kadar öğrendiği Kur’an’ı ve sureleri unutmak da... Bu durumda hiç bilmeyenler öğrenmek, bilip de unutanlar hatırlamak için haydi gençler camiye. Aslında güzel oldu, gelin kampanyamızın adını “haydi gençler camiye” koyalım. Gözünde büyütenler için söyleyeyim aslında dert edinen için Kur’an-ı Kerimi üç gün içinde öğrenmek mümkün, iddia ediyorum. Doksanlı yıllarda henüz Kiril alfabesi kullanılırken Azerbaycan’a iki günlük ziyarete gelip de Kiril alfabesini okuyarak hatta bu alfabe ile kaleme alınmış kitaplarla dönen 70’lik delikanlılar gördüm. Yıllarca kalıp sökemeyeni de tabii. O zamanlar Mirza Aliekber Sabiri’in Hop Hop name adlı hiciv-şiir kitabını hediye ederdik bu yeni kirilcilere. Seçim sizin; ister bir ayınızı az az isterse de iki gününüzü tam kapasite bu işe ayırın ki kışın unutacak bir şeyiniz olsun. Nasılsa öğrendiğiniz Kur’an’ı unutmanın verdiği vicdan azabı (ve azab korkusu) ömür boyunca sizi Kur’an’a doğru çekecektir. Bir sözüm de yaz kurslarını düzenleyenlere: 9 ay boyunca sabah saat yedi buçukta uyanmaktan gına gelmiş gençleri yazın da bu saatte kalkmaya zorlarsanız avucunuzu yalarsınız. Bırakın çocuklar biraz istirahat etsin. Şöyle saat on birlerde veya öğle namazını müteakip başlayan programın müşterisi bol olur demedi demeyin.
2. Bulunduğunuz şehrin en merkezi veya en sembol camisinde ailece bir sabah namazı ve ardından beraber bir kahvaltı. İnanın çok tatlı oluyor. Bugün çok değer verir görünmeseler de yıllar sonra gençlerin baba anne figürlerini hatırlarken hayırla yad etmesinde inanılmaz rolü olacaktır.
3. Kitap okunacak, hem de çok okunacak. Şimdiye kadar kitap okuma ile pek arası olmayanlara bir teklifim var; “Bu yaz tatilinde peş peşe beş kitap okuyun, bir daha vazgeçerseniz siz bilirsiniz”. Biraz Bektaşi usulü oldu ama sizi mindere çekmenin yolu bu. Gençleri anlamıyor olmak istemem ama gününün uzun bölümünü bilgisayar başında geçiren biri olarak diyebilirim ki bilgisayar ve oyun konsülleri bir gencin felaketine sebep olacak amiller. Geçmişte çok eleştirilen televizyon bu manada masum bile kalır. O yüzden genç arkadaşların kendilerine günlük belli saati aşmayacak internet ve oyun zamanı koymaları gerekir ve bence makul olan 2 saatten az olandır. Okul aylarında ise sadece hafta sonları iki saat. Bill Gates’ten sonra Microsoft’u yeniden keşfetmenin manası yok öyle değil mi?
4. Her gencimizin aklına tatil denince sıcak yaz günleri ve deniz gelir. İmkanı olanlar Antalya falan beğenmezler. Oysa yukarıda sayılan amaçları da içeren güzel bir yaz kampı çok bereketli olabilir. Biz üniversite yıllarında Sapanca kıyılarını tercih ederdik, yılanlarla beraber tatlı tatlı, tatlı suda yüzerken abilerimizin 24 saati kapsayan programlarına zevkle iştirak ederdik. İtiraf ediyorum Jandarmanın irtica baskınları bizim yüzümüzden icat oldu. Ama söyleyeyim yapış yapış Antalya yazlarındansa kuzeyi tercih etmek bana göre daha akıllıca. Örneğin Karadeniz yaylaları ne güne duruyor.
5. Tatilde favori hobi tespitinizi yapın. Ruhunuzda güçlü bir musikişinas mı yatıyor, yoksa tiyatronun şahı olacaktınız da haberiniz mi yok? Düşünüp taşınıp neyi sevdiğinize karar verin ve bu yaz o konuda bir adım atın. Korkaklık yok, çekinme yok, başaramazsanız bir yaz hatırası olarak kalır.
Listem uzayıp gidecek ama zalim redaktörlerin 600 kelime sınırına geldik çattık, nasıl olsa siz gelecek aya kadar yukarıda yazılanları tamamlamamış olursunuz, ben gençlerimi tanırım. Haydi, Allah kolaylık versin.
Dün gece seyrettiğim ve 6 aylık ömrü kalmış iki
ihtiyarın ölmeden önce yapacaklarını içeren
“Bucket List”inden esinlenlenerek yaptığım listeyi sizlere sunayım.