20.06.2012 11:35
Genç Haber Merkezi
4853
Cantürk Genç / Genç Haber Merkezi / @canturkg
Herkes için sıradan başlayan bir gündü dün. Sabahın erken saatlerinde şehir uyanmaya, sokaklar insanlarla dolmaya başlamıştı. Herkes rızkının peşinde… Alışılagelmiş bir sabahtı anlayacağınız.
Televizyonlar açılmaya, gazeteler okunmaya başlanınca işin rengi değişti birden. Haber sitelerine bir bir düşen haberler hep aynı başlıkta sunuluyordu:
“DAĞLICA’DA 8 ŞEHİT,16 YARALI…”
Millet olarak yine en hassas noktamızdan vurulmuştuk, yıllardır mücadele ettiğimiz teröre sekiz nefer daha kurban vermiştik. Haberi duyduğumuz anda hissettiğimiz acı yavaş yavaş yerini büyük bir nefrete bırakmaya başladı. Herkes yıllardır mücadele edilen ancak bir türlü bitirilemeyen terör yüzünden birilerini suçlu gösterme çabasına girdi.
Ne yazık ki milletimiz duyduğu acıdan dolayı iki önemli erdemi göz ardı etmeye başladı: Sabır ve sağduyu…
Şehit haberlerinin gelmesiyle beraber herkes vatandaşlarımızı olumsuz yönde etkileyeceğini bildiği halde birbirini suçlamaya hatta bu haberlerden bile bir çıkar sağlamaya çabasına girdi. İktidar muhalefete, muhalefet iktidara yüklenmeye, askerlik hayatları boyunca yanaşık düzen eğitiminden başka eğitim görmemiş yazarlar orduya saldırmaya hatta ordunun hatalı olduğunu yazmaya, televizyonlar ise ateşe körükle gitmeye başladı.
Unutmamız gereken bir noktaya parmak basmak istiyorum:
Saldırının yapıldığı sırada Türkiye’nin hangi durumda olduğu?
Saldırı, Türkiye’nin 30 yıllık utanç kaynağı 82 anayasasının değişmesine en yakın olduğu, sadece belirli bir kesimin değil bütün ülkeyi kucaklayan yeni bir anayasa düzenlemesinin yapıldığı en kritik günlerde meydana geldi. Kendini Doğu ve Güney Anadolu Bölgesi’nde yaşayan insanların temsilcisi gibi tanıtmaya çalışan terör örgütü, temsil ettiğini iddia ettiği insanların barış isteklerini hiçe sayarak eylemlerini sürdürmektedir. Saldırının İktidar ve muhalefet partilerinin ortak çalışıp herkesi mutlu edecek bir çözüm için uğraştıkları “Kürt Sorunu” meselesinde çözüme en yakın olunan bugünlerde olması oluşan hoşgörü ortamını bozmuş ve terör örgütünün amacının barış değil çözümsüzlük olduğunu göstermiştir.
Türkiye uzun yıllardan sonra sorunlarına bakış açısını değiştirerek yeni çözümler bulma arayışına girdiği bu dönemlerde her ülkenin yaşadığı değişim süreci sancılarını yaşamaya başlamıştır. Başımızdan geçen olaylara mantık yerine duygularımızla bakan bir millet olduğumuz herkesçe malum ancak bu sancılı süreci atlatmamız için başlıkta belirttiğim iki erdeme ihtiyacımız var. Sağduyumuzu kaybetmeden sabretmeye devam edersek kazanan Türkiye olacak, milletimiz olacak.
Uzun lafın kısası ülke olarak sorunlarımızı çözmeye başladık, ülkemiz her alanda gelişiyor ve bu bazı oluşumları ciddi anlamda rahatsız etmeye başladı. Bu süreci sağlıklı bir şekilde atlatmamız için en büyük görev biz gençlere düşüyor. Yıllardır beraber yaşadığımız kardeşlerimize sırt dönmeden önce bir kez daha düşünmekte fayda var. Sekiz askerimiz içinse Cenab-ı Hak buyuruyor;
Bismillahirrahmanirrahim
"Allah yolunda öldürülenlere "ölüdür" demeyin. Aslında onlar diridirler fakat siz bunu bilemezsiniz." (2/154)
Şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine ve milletimize baş sağlığı diliyorum. Allah düşmana fırsat vermesin.