
M. Sait Aktaş / Genç Haber Merkezi
2010 yılının son zamanlarında bir üniversite öğrencisinin üniversiteye başörtülü olarak girmiş ve derse alınmıştı. O günlerde uzun yıllardır gündemi meşgul eden başörtüsü problemi halen devam etmekteydi. Yani vaziyete göre o gün başörtülü öğrencinin derse alınmaması gerekiyordu ama hakkında tutanak tutularak derse girilmesine izin verilmişti. Bu olay bir anlamda milat oldu. Bundan sonra üniversite öğrencileri artık başörtüsüyle okullarına girebiliyor ve istediği gibi derslerini dinleyebiliyorlardı. Neyse ki bu durumu değiştirecek herhangi bir olay olmadı. Daha önce buna benzer olaylar meydana gelse de hukuk adı altında çoğunlukla ideolojik boyutlu kararlarla engelleniyordu. 28 Şubat sürecinden bu yana süren bu yasak artık sona eriyordu. Başörtülü öğrencilerin de üniversite sınırlarında dolaşıyor olması sevindiriciydi bir anlamda.
Evet! Dediğimiz gibi başörtüsü probleminde bir aşama kaydedilmişti. Yasalar, hukuk kurumları, siyaset dünyası durumla ilgili ciddi bir arıza çıkarmamıştı. (Gerçi ne anayasa da ne de başka bir kanun kitabında başörtüsünün yasak olduğuna dair açık bir ibare yoktu.) 28 Şubat darbesinin bir dayatması olan bu uygulamadan dolayı birçok insan mağdur olmuş, sivil toplum kuruluşları bu durumu protesto etmek için onlarca miting düzenlemiş, partiler kapanmış, en sonunda da iktidar partisi bu durumu çözmeye yanaşırken kapatılmanın eşiğinden dönmüştü. Artık bezdirici olmaktan da çıkmıştı; belki şaşırtıcı oldu ama gayet basit bir şekilde olay çözülmüş oldu.
Ama yine de daha önce binlerce dinlediğimiz olayların benzerleri yaşanmıyor değildi. Bazı üniversiteler bu yasağı diretmede ısrar ettiler. Ama can sıkıcı bir hale gelmedi neyse ki. Son olarak yakın zamanlarda benzer olayların meydana geldiğini basın aracılığıyla duyduk. Bir aylık süreçte birbirine benzer üç vak’a yaşandı: Yaklaşık bir ay önce Kütahya’da bir yarışmada birincilik kazanan başörtülü öğrencinin ödülü başka bir arkadaşı aracılığıyla kendisine verilmişti.
Geçtiğimiz hafta ise İzmir ve Adana’da benzer olaylar yaşandı. İzmir Ege Üniversitesi öğrencisi başörtülü olduğu gerekçesiyle final sınavından çıkarıldı. Adana’da bir lisenin mezuniyet töreni esnasında okul birincisi başörtülü olduğu gerekçesiyle törenine alınmamıştı. (Tuğba Demir`e selam olsun, tüm kalbimiz onunla..)
Belli bir aşamaya geldiğimizi düşünürken örneklerine binlerce defa şahit olduğumuz olayların tekrar yaşanması artık utanç verici boyuta geldi hatta geçti bile. 28 Şubat’ın mirası olan bu ve buna benzer olaylar ne zaman tam anlamıyla tarihe karışacak diye sormadan edemiyor insan. Zihinleri o süreçte kalan şahsiyetler hakkında gerekli işlemler yapılıyor ancak; bu haberlerle bir daha karşılaşmayacağımız gün ne zaman gelecek? Buna karşı daha ne gibi tedbirler alınmalı ki dönüp dönüp aynı sahnelerle karşılaşmayalım. Buyurun bir de siz düşünün…