
Sida Nine ve Kalbimizden Geçen Tüneller
Bosna savaşının kilit noktası olan tüneller savaşın seyrini değiştirmiştir. Ağır Sırp bombardımanına maruz kalan Saraybosna şehrinde silah ve erzak temini zora girince Aliya İzzetbegoviç bir tünel inşa edilmesine karar verir. Tünel yaşlı bir kadının evinin altında kazılmaya başlar. 800 metre uzunluğunda 1.6m yüksekliğindeki bu tünelin yapım aşamasında evin sahibi olan Sida Kolar askerlere yemek yapar, çay demler, yaralıların yaralarını sarar. Onun pişirdiği ekmekler tünel aracılığı ile askerlere dağıtılır. Tünel yapımı 4 ay 4 gün sürer. Tünel bittiğinde tüm mühimmat ve silah bu yol kullanılarak taşınır. Sırp kuşatması bu tünel sayesinde delinir. Aliya uluslararası konferanslara gitmek için havaalanına bu tüneli kullanarak gider. Çünkü o sıralarda BM elinde bulunan havaalanına ulaşmak imkânsızdır. Bu tünel bu gün müze hâline getirilmiştir.
Angelina Jolie Film Yaptı Ama…
Bosna’da yaşanan dramı hatırlatmak için Angelina Jolie “Bal ve Kan Ülkesinde” isimli bir fi lm çekmiştir. Lakin ilk etapta Bosnalı Kadın Savaş Kurbanları derneğinin protestosuna, daha sonra da Sırpların tepkisine maruz kalmıştır. Bosnalı bir kadın ile Sırp bir askerin aşkını anlatan fi lm, cinayet ve vahşetin ortasında aşkın ciciliğine değinmek istese de izlenme sayısının düşük olması fi lmin kabul görmediği yönünde yorumlanmıştır. Biz yine de taa ABD’den kalkıp gelen Angelina Jolie’yi değil burnunun dibinde yaşanan acılara duyarsız kalan yapım şirketlerini eleştirmeyi daha adil buluyoruz. Hakan Albayrak’ın kendi gayreti ile çektiği “Saraybosna Sevgilim” fi lmini ise tüm bunlardan ayrı bir yerde düşünüyoruz.
Aliya Senin Bu Kitabı Okumanı Çok İstedi
Aliya’nın çok okunmasını, dünya dillerine çevrilmesini istediği bir kitap olan Srebrenitsa Cehennemi dilimize 2004 yılında çevrilmiştir. “Meçhul Boşnak Bacı’ya” ithaf edilen kitap Cemalettin Latiç tarafından kaleme alınmıştır. Soykırım esnasında yaşanılanlara yakılmış bir ağıttır.
Teşekkür Ederim
1992 yılında Bosna Hersek referandumla bağımsızlığını ilan edince Sırp güçleri Saraybosna’yı kuşatma altına aldı. Bosna Hersek Cumhuriyeti, Avrupa Topluluğu ve ABD tarafından resmi olarak tanınmasına ve Aliya İzzetbegoviç’in de tüm çabalarına rağmen Sırp kuvvetlerini kimse durduramadı ve soykırım başladı. Bunlardan en şiddetli olanı 1995 yılında Srebrenica’da yaşandı. BM güvencesi altında oldukları gerekçesi ile silahları toplanan Boşnak halk Srebrenica`ya saldırılar sıklaşınca toplanan silahlarını geri almak için Hollandalı komutana baskı yapmışlar ama silahlarını alamamışlardı lakin aynı Hollandalı askerler bir gece yarısı Bosna`daki BM Barış Gücü Komutan’ından aldıkları emir gerekçesiyle kenti boşalttılar. 11 Temmuz 1995 günü Ratko Mladiç Hollandalı komutana “teşekkür ederim” diyerek silahlarından arındırılmış kente hiç zorlanmadan girdi ve Sırp askerler Müslüman Boşnakları yollarda, dağlarda hunharca katletti. Srebrenica katliamı İkinci Dünya savaşından bu yana yapılmış en büyük katliam olarak tarihe geçmiştir. Temmuz 1995`te Sırp güçleri 8 bin kadar Müslüman`ı katletmiştir. En büyük toplu mezardan 700’e yakın ceset çıkarılmıştır.
5 bin Boşnak Çocuk ve Biz
“İşte Türklerin adını bile duyunca sevinen Bosnalı kardeşlerimize bakın savaş dönemindeyken Türkiye’de Demirel ile kurulan hükümet ne yapmış: Savaşın en şiddetli yaşandığı 1994’de yetim kalan yaklaşık 35 bin Bosnalı çocuğun Avrupalılarca ülkeden çıkarılmasına karar verilmiş. Bu çocukların en azından 5 bininin Türkiye’deki Müslüman ailelerin yanına verilmesini kabul etmemiş bizim hükümetimizin sosyal demokrat aileden sorumlu bakanı. Anlıyorum ki, bizim çağdaş yönetim anlayışımız yetim Bosnalı çocukların yobaz Müslüman Türk aileler yerine çağdaş Hıristiyan Avrupalı ailelerin yanına gitmesini tercih etmiş olmalı.” (İbrahim Kahveci, Yeni Şafak)
Sibel Eraslan ve Kırılan Taşlar
Çocukların sek sek oynarken attıkları taş kırılınca söyledikleri bir sözdür; “parçası benden”. Usta yazar bu sözden ilhamla, Bosna’nın dağılan parçalarını bir öyküye titizlikle işlemiştir. Yazar öykünün bir yerinde “Ve annen hepimize soruyor: Mostar nasıl kurtulur? Köprüyü yeniden kurarsın amma velâkin kalp yeniden kurulmuyor…” diyerek aşkın iki uçlu keskin kılıcı ile kalbimizi yoklamıştır. Öykü, kitaba da ismini vermiş, Dergâh yayınlarından yazarın ikinci öykü kitabı olarak çıkmıştır.
Savaşın Bilançosu
3,5 yıl boyunca devam eden savaş süresince 312.000 kişi hayatını kaybetti, 2 milyon Boşnak evlerini terk etmek zorunda kaldı. Bosna’nın tarihi ve kültürel mirasının çok önemli bir kısmı yok edilirken, kurulan 100’ün üzerindeki toplama kampında en ağır işkenceler yapıldı. 27 bin 734 kişi resmi kayıtlara kayıp olarak geçti. Toplu Mezarları Araştırma Enstitüsü’nün 15 yıldır sürdürdüğü çalışmalarda 20 bin kaybın cesedine ulaşıldı, bunlardan yaklaşık 18 bininin kimliği belirlendi. (kaynak, ihh.org)
Dino Merlin söylüyor “da te nije Alija / Aliya sen olmasaydın”
Orada, güneşin doğduğu, yıldızların olduğu o yerde
Orada, gökyüzünün o bulutsuz yerinde
Temiz ruhların yuva kurduğu o yerde
Gözlerin karanlıktan uzak olduğu o yerde.
**
Bu kadar ışıltılı parlayamazdı
Bu benim güzel avlum
Ve ben karanlığı ışık bilirdim
Aliya sen olmasaydın…
Sevdalinka Nedir?
Bosna Hersek’in yüzyıllardır söylenen geleneksel aşk türkülerine sevdalinka (kısaca sevdah) denilir. Boşnakların müziği olsa da eski Yugoslavya’nın tüm bölgelerinde de sevilir. Türklerin Balkanlara gelişinden sonra ortaya çıktığı söylenir. Çoğunun bestecisi bilinmez. Hüzünlü ve melankoliktir. Bosna’nın tarih boyunca çektiği acılar her zerresine sinmiş gibidir.
Aliya’yı Mahkum Ettiren Kitap
Aliya İzzetbegoviç 1970 yılında İslam Deklarasyonu adlı bir kitap yazdı. Bu kitap 1983’te Saraybosna’da görülen Genç Müslümanlar Davası’nda, Aliya İzzetbegoviç ve arkadaşlarını suçlamak için delil olarak gösterildi. 14 yıl hapse mahkum oldu. Cezasının beş yılını hapiste geçirdi. Yugoslavya’nın dağılma süreci sırasında ilan edilen af sonucu özgürlüğüne kavuştu. Hapisten çıktıktan sonra mücadelesine devam etti. Aliya İzzetbegoviç İslam Deklarasyonu kitabını yeniden bastırarak düşüncesinden zerre miktar şaşmadığını dünyaya göstermiştir. Özellikle bu kitap yüzünden ‘Avrupa’nın göbeğinde radikal İslam devleti kurmak isteyen adam” olarak lanse edilmiş ve endişe ile takip edilmiştir.
Seçimden 15 Ay Sonra Hükümet Kurulabildi
Bosna Hersek Dayton antlaşması ile iki entite ve bir federasyondan oluşan on kanton bölgeye bölünmüştü. Böylesi karmaşık bir yapının içerisinde seçim sisteminin de karmaşıklığı ile hükümet ancak seçimden 15 ay sonra geçtiğimiz ay kurulabildi. Ülke genelinde yaklaşık olarak nüfusun yüzde 45’ini Boşnaklar, yüzde 37’sını Sırplar ve yüzde 14’ünü Hırvatlar oluşturuyor.
Kar Filmi
Bosnalı yönetmen Aida Begiç başörtülü olarak fi lm yapılabileceğini öğrencilerine göstermeye çalışan ve batıdaki örtünün erkeklerin dayattığı bir zorunluluk olduğu imajını kırmak için çaba gösterdiğini söyleyen bir yönetmen. İlk uzun metrajlı fi lmi olan Kar (Snijeg) ile Saraybosna Film Festivali açılışında ve başta Cannes Film Festivali olmak üzere birçok festivalde yer aldı. Pek çok ödülle döndü. Bosna savaşında geride kalan kadınların dramını “din ve tevekkül” algısı üzerinden işleyen Aida Begiç insani değerleri ve hakikatin keskinliğini bu fi lmle tüm dünyaya göstermiştir.
Şair ve yazar Yusuf Armağan ile kısa kısa…
Neden sadece Bosna deriz de Hersek demeyiz?
Hersek Bosna’ya nazaran bizim de aşina olduğumuz Akdeniz iklimine sahiptir. Bosna ve Hersek ayrımı coğrafi bir tanımlamadan ibarettir. Hersek bölgesinde Bosna bölgesine nazaran daha fazla sayıda Hırvat yaşar. Bosna Hersek’ten bahsederken sadece Bosna diyor oluşumuz Hersek’i yok saymak anlamına gelmez. Bu Boşnaklar için de böyledir.
Bakir İzzetbegoviç
Aliya’mızın tek oğlu, zaman zaman yol arkadaşı, dertlerini döktüğü adam...
Bosna’da Edebiyat
Boşnakça bilmiyor oluşumdan mütevellit Boşnakçadan tanığı olamadığım; lakin çevirilerden ve Bosnalı dostlarımla yaptığım muhabbetlerden yola çıkarak derin, sanatsal değeri yüksek, tüm Boşnaklar tarafından takip edilen şeklinde tanımlayabilirim. Saraybosna edebiyatın başkentlerindendir mesela. Sırp kasap Karacic’in çocuk edebiyatçısı olduğunu fakat bir türlü Saraybosna edebiyat çevrelerinde kabul görmediğini ve bu yüzden Bosna düşmanı olduğunu da hatırlatayım. Necad İbrişimoviç, İsnam Taljiç, Cemaluddin Latiç, hemen aklıma gelen edebiyatçılar...
Neretva
Neretva, Mostar’ı doğuran nehrin adı. O olmasaydı Mostar olmazdı. Rengi zümrüt rengindedir. Bakmaya doyamazsınız. Ona en güzel Mostar bakar lakin…
Sarı Saltuk Türbesi
Ne kadar dünyadan uzaksa o kadar dünyanın doğduğu yerde… Dingin ve yüksek sesli bir itiraz aynı zamanda bulunduğu alan yeniden onarır insan olanı.
Potaçari
off :(
Srebrenıca’da olmuş ama bitmemiş ne varsa tümünün son tanığı... Doğal hinterlandımızın göğünden eksilen on bine yakın yıldızın ebedi istirahatgahı.. Bundan sonraki yükselecek çınarımızın kök hücrelerinden biri.
İgman Dağları
Bosna’ya adını veren Bosna nehrinin doğduğu yer olan Vrelo Bosno’nun sahibi.. Saraybosna kuşatmasının bir çembere dönüşmesinin önündeki tek engel... Bosna’yı bir kez daha doğuran dağın adı... Aliya’mızın ve yol arkadaşlarının sırtını dayadığı mekan...
Bosna’da duyduğunuz hoşunuza giden bir atasözü bir tabir var mı hatırınızda?
Dumansız kahve imansız Türk’e benzer…