“Yağmur hayatı felç etti”, “Beyaz esaret başladı”, “Kar kâbusu geri döndü” gibi ifadelerle tasvir edilen tabiat olayları, dünyada birbirlerine en büyük kâbusu yaşatan insanların dillerine, kâbus TV kanallarından pelesenk ediliyor.
Müslüman hayatının her anında ve safhasında Allah ile irtibat halinde olan insandır. Mutluluğunda ve hüznünde, bolluk zamanında ve darlığında hep onu hatırlar. Nimete şükreder, sıkıntıya sabreder. Her türlü tabiat olayı, insana yaratıcısını hatırlama vesilesidir. Bu tür olaylar yüce yaratıcının, kudretinin, rahmetinin, yerine göre gazabının eseridir. Deprem ve sel ile kar ve yağmur gibi tabiat olayları da bu meyandandır. Yüce Allah Kur’an’da şimşeği korku ve ümit vermek üzere gösterdiğini beyan ediyor. “Yine onun delillerindendir ki, size korku ve ümit vermek üzere şimşeği gösteriyor, gökten su indirip, ölümün ardından arzı onunla diriltiyor.” (er-Rûm, 24.) Yani insan gördüğü her olayda Allah’ı müşahede edebilmelidir. Dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de ağır kış şartları yaşanıyor. Eğer gündüz veya gece aralıksız devam etseydi, insan için ne zorluklar doğuracağı biliniyorsa, mevsimlerin de hep ilkbahar veya yaz olması da o derece zor olurdu. Tabiatı değişime yatkın olan insanın, tabiattaki değişimleri isyanla karşılaması anlaşılır gibi değil. “Yağmur hayatı felç etti”, “Beyaz esaret başladı”, “Kar kâbusu geri döndü” gibi ifadelerle tasvir edilen tabiat olayları, dünyada birbirlerine en büyük kâbusu yaşatan insanların dillerine, kâbus TV kanallarından pelesenk ediliyor. Tabiat olaylarının meydana gelişinde bir tesadüfîlikten bahsedilemez. Peygamber Efendimiz, güneş ve ay tutulmalarıyla Allah Teâlâ’nın kullarını korkuttuğunu, bu tutulmaları gördüğümüz zaman dua etmemizi, tekbir getirmemizi, namaz kılıp sadaka vermemizi emir buyurmuştur. Yine Efendimiz, Enes b. Malik’ten gelen bir rivayete göre yağmura tutulduğunda üst elbisesini çıkarmış, ıslanmıştır. Kendisine niçin böyle yaptığı sorulunca “Çünkü bu yağmur Rabbi Teâlâ tarafından yeni geliyor, kendisiyle teberrük olunmaya değer” buyurmuşlardır. Eğer tabiat olaylarını fizik kanunu darlığıyla açıklama yoluna gidilirse, bu hadiselerle yaratıcı arasındaki kurulması gereken irtibat kesilir; bu da masum kar tanelerini kâbusa çevirir.