
İran vurulacak mı? İsrail mi vuracak ABD mi? Yoksa ikisi birden mi vuracak?
Ne zaman vurulacak?
ABD seçimlerinden önce mi sonra mı “İran tehdit” olmaktan çıkartılacak?
Yoksa, İran Meclis Başkanı Ali Laricani’nin söylediği gibi “havlayan köpek ısırmaz” misali İsrail ya da Amerika, İran’a saldırma cesaretini gösteremeyecekler mi?
Uluslararası kamuoyu uzunca bir süredir nükleer programı sebebiyle İran’ın vurulup vurulmayacağını tartışıyor. Siyasi analizlerdeki genel kanaat ama öyle ama böyle İran’ın nükleer silah üretmesinin önüne bir şekilde geçileceği yönünde. Ama hangi metotla?
İsrail, bunun en sağlam yolunun askeri müdahale olduğunu savunuyor. Netanyahu yönetimi, “Sen vurmazsan ben vuracağım” diyerek ABD Başkanı Obama üzerinde inanılmaz bir baskı kurmuş durumda.
Obama yönetimi de İran’ın nükleer silah elde etmesinin önüne geçilmesi gerektiğini kabul etse de askeri müdahale yolunu en son tercih olarak görüyor. İran vurulacaksa da bunun yaklaşmakta olan seçimlerin ardından gerçekleşmesini istiyor.
Çünkü seçimlerden önce İran’a yönelik bir askeri operasyon Obama zaviyesinden bakıldığında iki ucu keskin bıçak gibi. İran’ın vurulması Obama’ya seçimi kazandırabilir de kaybettirebilir de. Vurursa Yahudi lobisinin ve muhafazakârların inanılmaz desteğini alır. Cumhuriyetçi partiden çok ciddi oy kapar. Ama İran’ın vurulması ile petrol fiyatları tavan yapar. Düzelme sinyalleri veren ABD ekonomisi büyük darbe alır. Afganistan ve Irak’taki çuvallamanın ardından yeni bir savaş istemeyen milyonlarca Amerikalı seçmenin oyunu kaybeder.
Başta Filistin konusu olmak üzere birçok konuda görüş ayrılığına düştüğü Obama’nın kaybetmesini isteyen Netanyahu, bu yüzden İran’ın vurulması gerektiği baskısıyla tabir caizse Obama’yı köşeye sıkıştırmaya çalışıyor.