
Bakın biz de ne güzel tüketiyoruz ciplere biniyoruz, markalı eşarplar, markalı otomobiller kullanıyoruz demekle onlardan olamıyormuşsunuz. Demek ki sizin BMW’ye binip binmemeniz BMW’nin umurunda bile değilmiş. İmaj her şeymiş, Başörtüsü hiçbir şey.
Reklamlar bizi açıkça etkilemeye çalışır. Bizzat reklam objesi bu etkiyi artırdığı gibi, reklam propagandacısı da bu etkiyi doğurabilir. Reklamlar bize iletişimin etkili olabilmesinde, iletişimin kaynağının rolünün, yani propagandayı kimin, ne maksatla yaptığının ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Her gün, eğer televizyon izleyicisi iseniz, ne kadar zap uzmanı olsanız da onlarca kez güzel kızların, sevilen sporcuların, sinema yıldızlarının, reklamlarla bizi ikna etmeye çalıştıklarının şahidisiniz demektir. Yani reklam edilen, dolayısıyla bize satılmaya çalışılan malların bir kendi marka değerleri, bir de pazarlayıcıların imaj değerleri söz konusudur. James Bond filmlerinde oradan oraya vurulan, kırılan BMW, Mercedes marka otomobillerin bu eziyeti göze almaları bundandır. Ortada James Bond gibi olmak isteyen milyonlarca erkek vardır.
Geçtiğimiz günlerde Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) tüketicilerin alışverişlerinde ve günlük hayattaki markalarına yönelik bir araştırma gerçekleştirdi. Araştırmaya katılanlar “Satın aldığınız ürünlerin markalı olması insanların size olan bakış açısını değiştiriyor mu?” sorusuna yüzde 79 ‘evet’ cevabını verdi. Yani başka bir deyişle marka insanlara kendini değerli hissettiriyor. Peki işi gücü daha çok satış üzerine kurulu bir marka, bizzat bir tüketicinin kendi değerini düşürdüğünü iddia edebilir mi? Edebilirmiş. Rallici Burcu Çetinkaya ile sponsorluk anlaşması yapan BMW dağıtıcısı şirket, bir televizyon programında marka modellerinden birinin tanıtımını birlikte yaptıkları Merve Sena Kılıç başörtülü diye anlaşmayı iptal etti. Demek ki siyasi iktidar bizden yana, bütün rüzgârlar arkamızdan esiyor diye havaya girmemek gerekiyormuş.
Bizi de kabul etsinler diye, Yok Böyle Dans’ta kıvıramayan Burcu ile yola çıkmak yetmiyormuş. Kontağın çevrilmesiyle ateşlenen bir metal yığınının değeri, sizin başörtülü imajınızdan hala daha kıymetliymiş. Bakın biz de ne güzel tüketiyoruz ciplere biniyoruz, markalı eşarplar, markalı otomobiller kullanıyoruz demekle onlardan olamıyormuşsunuz. Demek ki sizin BMW’ye binip binmemeniz BMW’nin umurunda bile değilmiş. İmaj her şeymiş, Başörtüsü hiçbir şey.