30.03.2012 16:48
Genç Haber Merkezi
3455
Abdulaziz Karakuş / Genç Haber Merkezi
Son bir ayın en tartışmalı konusu 4+4+4 zorunlu eğitim sistemi mecliste görüşülmeye devam ediyor. Sıcak tartışmaların ve ara ara yumruklaşmaların yaşandığı görüşmelerde dün önemli bir gelişme yaşandı. AK Parti`nin eklediği önerge ile Kur`an-ı Kerim ve Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed`in hayatı da seçmeli ders olarak müfredata girecek. MHP`nin de desteklediği önerge kabul edildi.
Tüm bu tartışmaların içinden geçen bu yeni karar bizi bir hayli düşündürttü. Eski zamanlara, bizim çok fazla hatırlamadığımız zamanlara gittik...
Bir yaşlı büyüğümüzü hatırladım, bir sohbet sırasında gözleri yaşlı, kelimeler boğazına düğümlene düğümlene "Biz kitapsız büyüdük, dinden imandan uzak ve onlara karşı mesafeli bir hayat yaşadık. Şu günlerinize şükredin" diye sesleniyordu bize... Asker emeklisi bu büyüğümüzün sözleri bir devletin halkına yaşattıklarının özeti gibiydi.
Bir devlet düşünün, kuruluşunda halkı `Dinim, namusum, bayrağım yere düşmesin` diye savaşıp canıyla malıyla mücadele ediyor. Meydan savaşı bitince kurtulduk diye sevinen halk, bu sefer de manevi savaşla boğuşmak zorunda kalmış. Kiminle? Uğruna her şeyinden vazgeçtiği devletin yöneticileriyle.
Ülkenin geri kalmasının en büyük sebebi olarak `dini` gören zihniyet, ülkeyi kurduktan sonra, o din için savaşan halkın inancını ortadan kaldırmak için halkla savaşmaya başlıyor. Öyle acımasız bir savaş ki, arkasında hunharca katledilen, sürülen, işkence edilen bir halk bırakıyor.
Nitekim bu çabalar sonuç veriyor ve 10- 15 sene içinde ülkede din adına sivil bir kurum bırakılmıyor. Din adına yapılan her türlü çalışma engellenerek halk cezalandırılıyor. İnanç adına her şeyi yıkılmış bir halk, onların yıkamayacağı ve erişemeyecekleri gönüllerinin derinliklerine gömerek inançlarını, “GÜZEL GÜNLERİN” gelmesini bekliyorlar. Sabırla...
Kimisi ahırda hayvanların içinde gizlice çocuklarına Kur`an öğretiyordu, kimisi dağ başında ya da yaylalarda topladığı talebelerini gözlerden ırak eğitiyordu. Bu uğurda idam sehpasına çıkanların cansız bedenleri üzerinde yükselerek bugünlere geldik. Bir zaman "Halka hissettirmeden bu inancı nasıl yasaklarız?" diye kalkan eller, dün akşam inancın özgürlüğe kavuşması için kalktı. Önergenin kabulünden sonra bazı milletvekillerinin kucaklaşmaları da çok manidar bir ruhu içinde barındırıyordu. Her birinin içinde bu konuyla ilgili bir anısı canlanmış olacak...
"411 El Kaosa Kalktı"yı manşet yapanlar şimdi küçük puntolarla "Seçmeli Kur`an Dersi Kabul Edildi" diyorlar, sessizce...