
Batı ile İran arasında yaşanan gerginlik yine gündemde. İş bu sefer bir hayli ciddi. Uluslararası siyasi analizlere göre tüm bölgeyi etkileyecek bir savaş kapıda. ABD ve AB, nükleer çalışmaları nedeniyle İran’ı tedip etmek için dünyaya petrol satışını önlemeye çalışıyor. Bir anlamda İran’ın hayat damarlarını kesmek istiyor. İran da, “bunu yaparsanız Hürmüz Boğazı’nı kapatarak dünya petrol transferini felç ederim” diyor. Tansiyon yükseliyor. Gerilim artıyor. Savaş geliyorum diyor.
ABD, yaşamakta olduğu ekonomik krize ve yaklaşan seçimlere rağmen bu kritik konjonktürde gerçekten İran gibi güçlü bir ülke ile kapışır mı?
Bu soruya hemen hemen aynı gerekçelerle hem “evet” hem “hayır” cevabı vermek mümkün. Nasıl mı?
“Hayır savaşmaz” deyip bunu şu gerekçelere dayandırabiliriz;
ABD ekonomisi yeni yeni toparlanmaya başlasa da ekonomik anlamda hâlâ bıçak sırtı günler yaşıyor. Hâlâ kırılgan… Bu kırılgan ekonomi yeni bir savaşın ağır yükünü kaldıramaz. Üstüne üstlük Irak ve Afganistan savaşlarından daha yeni boynu bükük ayrılmışken... Dolayısıyla Amerikan bütçesine getireceği ağır yük, vatandaşın cebinden çıkacak daha çok vergi demek. Bu da seçim öncesi ABD Başkanı Barak Obama için ciddi oy kaybı demek. Obama bu riski göze alamaz!
Bu soruya yine aynı gerekçelerle “Evet pekâlâ savaşabilir” de denebilir:
Yeni bir savaş ortamı yeni silah satışı demek. Bu da Amerikan silah endüstrisinin ve dolayısıyla ekonominin canlanması demek. Hele bu savaş Ortadoğu’da olacaksa milyar dolarlık satış demek. İran ile kapışma kırılgan ABD ekonomisi için can simidi olabilir yani. (Bu arada, ABD silah endüstrisinin Arap ülkelerine daha şimdiden 130 milyar dolarlık silah sattığını not edelim.)
Başka hangi gerekçelerle “evet pekâlâ mümkün” denebilir? Devam edelim;
ABD seçimlerinde kozlarını paylaşacak Demokratların ve Cumhuriyetçilerin dış politikalarındaki ortak paydaları; İsrail’in çıkarlarını koruma kollama odaklıdır. Bu hedef doğrultusunda girişilecek bir savaş, Yahudi lobisinin ve İsraillerden daha İsrailli Amerikalı sağ seçmenin oylarının kazanılması demek.
Hatta, İran’a yönelik muhtemel bir operasyon, İran’a düşmanlık beslemeleri noktayı nazariyesinden Demokratlardan bir adım önde duran Cumhuriyetçilerden Obama’ya ekstra oy bile getirebilir.
Dolayısıyla ekonomik durgunluk ve yaklaşan seçimler ABD’nin İran’a müdahalesinin önünde engel değil hatta itici güç bile olabilir.