
Zeliha Akkaya
Ney mi üflemek istiyorsunuz? Ebru çizgilerinde kaybolmak mı? Tanbur mızrabında aradığınız ne? Klasik kemençenin yaylarında kaybolanı mı bulmak niyetiniz? Rebap mı, kanun mu? Belki de sadece meşk... Bir hizip gülünde, bir hattatın ‘vav’ında bulabilirsiniz aradığınızı. Aradığınız sizseniz eğer, bulmak için buraya gelmelisiniz.
Burası Hekimoğlu Ali Paşa Camii avlusunda yer alan Uygulamalı Türk İslam Sanatları Kütüphanesi. 2000 yılından beri İslam sanatlarının üstatlar tarafından usulünce öğretildiği bir şairane mekân.
1735’de Sadrazam Hekimoğlu Ali Paşa elinde ilk ihyasını, 30 yıl önce Cami’nin imamı hattat Hüseyin Kutlu hizmetiyle de bugünkü hüviyetine tekâmül etmiş bu mekân insanın kendini arama yolculuğunda bir durak. Hüseyin hoca İstanbul Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümü mezunu. Askerliğini Bursa Işıklar Lisesinde Felsefe öğretmenliği yaparak tamamlamış. Kutlu hocanın buraya hizmetleri, 27 yaşında iken Hekimoğlu Ali Paşa Camisi ve eşrafının harabe halini görmesiyle başlıyor. Bir öğlen namazı vakti hoş olmayan şartlarda ibadet etmeye çalışan 4 kişilik cemaati ve aynı anda avluda bağlı kurbanlık hayvanları görünce kendini ve mesuliyetini fark ediyor. Çevresindekilerin tepkilerine aldırış etmeksizin, hizmete başlıyor. Fedakârlık ve görev ayrılmaz iki kavramdır artık onun için.
Hazire (avlu), arasında kaplumbağaların gezindiği, otların diz boyu olduğu bir yermiş Hüseyin hoca geldiğinde. Tekkenin bulunduğu yer bir zaman fakir bir ailenin ikametine ayrılmış. Ardından sokak çocuklarının, esrarkeşlerin, evsizlerin uğrak yeri ve yerleşkesi haline gelmiş. Caminin giriş kapısında yer alan çeşme ise olana bitene kendini teslim etmiş ve çoktan sessizliğe bürünmüş bile. İşte tüm bu zayiatlar ve değer bilmezlerin elinde harap olmalar Hüseyin hocanın imamlığı ile son bulmuş.
Nasıl oldu da; Osmanlı’nın gelişim döneminde hayatın merkezinde olan camiler belli başlı saatlerde açılıp kapanan ve bu haliyle hayattan dışlanmış olan bir mekânlara dönüştü? Hüseyin hoca bu soru kapsamında ilk iş olarak yakın çevredeki çocuk, yaşlı, engelli ve fakirleri tespit edip, yardım taleplerini değerlendirmiş. Evleri tek tek arayıp okuma öğrenmek isteyen çocuklarla ilgilenebileceğini haber etmiş. Yıkılmış olan şadırvan ve giriş kapısı sundurmaları onarılmış, cami etrafı yeşillendirilmeye başlanmış ve kayıp mezar taşları birer birer toprağın altından çıkartılmış. Bu taşların keşfi, beraberinde şüphesiz çok değerli olan ‘Kaybolan Medeniyetimiz’ adlı kitabı getirmiş. 24 yıllık emeklerinin karşılığı olan bu kitap için Hüseyin hoca şöyle der: ‘Bu bir mezar taşları kitabı değil, bir cami tarifidir!’
1999’da kütüphane Nakkaş-Mimar Semih İrteş Bey eliyle restore edilmiş ve hizmete açılmış. Kütüphaneye ilk adım attığınızda, beklendiği gibi sizi kokularıyla beraber kitaplar karşılamıyor. Önce içeri girerken ayakkabılarınızı çıkartıyor olmak şaşırtıyor sizi, ardından cihannümanın ortasındaki minik havuz… Beyaz kesme mermerden bu küçük ve şirin havuzdaki şırıltılar öyle hoş yayılıyor ki etrafa sanki konuşsanız büyü bozulacakmış gibi hissediyorsunuz. Lakin büyü arttıkça artıyor içine çektikçe çekiyor sizi. İç bölmede nadide kalem işleriyle bezenmiş kitaplık yer almakta. Koca Mustafa Paşa’nın tarihi bir yangın bölgesi olması münasebetiyle Süleymaniye Kütüphanesinde “ Ali Paşa Camii Kütüphanesi ’’ adıyla ayrı bir bölümde orjınal el yazması eserler muhafaza edilmekte. Bugün ise, 2000 civarında sanat eksenli kitaptan oluşan bir ihtisas kütüphanesi. Güncel kitaplarla yeniden oluşturulan bu hazine pek yakında istifade etmek isteyen herkesin hizmetine sunulacak.
Bir taraftan Hüsn-ü Hat, Tezhip, Ebru, Minyatür, Şukufe, Ney, Tanbur, Klasik Kemençe, Osmanlı Türkçesi gibi dallarda uygulamalı grup çalışmaları yapılan bu merkezde yüzyılların mirası kültür ve sanatlarımız gelecek nesillere aktarılıyor. Uygulamalı Türk İslam Sanatları Kütüphanesi bugün; başkalaşmadan yeni açılımlarla, bugünün ihtiyaçlarına cevap verecek yeni eserler üreterek eğiten, öğreten, tanıtan, sergiler düzenleyen, konserler veren, yayınlar yapan bir sanat merkezi olarak taliplerini bekliyor. (Ayrıntılı bilgi için: 0212 585 53 54)
Şahsi bir tavsiye: Kurs saatim dolayısıyla Kızıl Elma caddesinden Ali Paşaya doğru ikindi sularında döner ve güneşi etrafa saçılmış ışıklarını Hekimoğlu Ali Paşa Camisinin şerefelerinden toplarken yakalarım. Size de tavsiyem bu: Mutlaka ikindinin akşama tutunmaya başladığı saatlerde dönün o köşeyi.