A. Yasin Demirci
Afrika, yıllar boyu misyonerlerin en önemli çalışma sahası olarak kullanıldı. Bugün de açlık kadar, AİDS ve kuraklık kadar Afrika’yı tehdit eden bir unsurdur misyonerler. Batılı ülkeler, Afrika’yı Hıristiyanlaştırabilmek için inanılmaz paralar akıtıyor. Bu uğurda harcanan 250 milyar dolar gibi devasa bir bütçeden söz ediliyor. Bu inanılmaz finansman ile de Afrika’nın kimliğine çok ciddi darbeler vurdular ve vurmaya devam ediyorlar.
Afrika’da 1900’lerde Hıristiyan nüfus sadece %7 iken bugün %55’lere varmış olması misyonerlik çalışmalarının Afrika’yı ne denli tehdit ettiğini göstermesi açısından önemli bir istatistik...
Halid Sana, Burkina Faso’lu inanılmaz derecede enerji yüklü ve Türkiye aşığı genç bir din adamı. Halid, sadece ülkesi için değil Afrika’nın tüm mazlum halkları için bir şeyler yapabilmek için adeta çırpınıyor. Batılı, misyonerlerin Afrika halklarının kimliklerini çalmalarını önleyebilmek için inanılmaz bir çaba sarf ediyor. Halid, bu gayretleri kapsamında, geçen ay Türkiye’deydi. Kendisiyle Altınoluk dergisi adına bir mülakat gerçekleştirdik. Halid Sana’da Afrika’yı tehdit eden unsurları sayarken misyonerlik tehdidinin altını daha bir kalın çiziyor. Afrika’dan yükselen çığlığa kulak vermemizi gerektiğini belirtirken misyonerlerin Afrika halklarının akıllarını çelmek için çevirdikleri dolapları şöyle anlatıyor:
“İnsanoğlu, kendine ihsanda bulunana meylediyor, kendine yüz çevirenden de yüz çeviriyor. Açıkçası misyonerlik kuruluşları bunun farkındalar. Bu yüzden maddi yardımlarla ve akıl almaz yöntemlerle Afrika insanına ihsanda bulunup akıllarını çeliyor, dinlerini ellerinden almak için müthiş bir çaba sarf ediyorlar. Bu gerçeği doğrulayan bir hadise anlatayım sizlere.
17 yıl boyunca misyonerlik faaliyetinde bulunduğu köyde onca çabalamasına rağmen bir kişiyi bile Hıristiyanlaştıramamış misyoner bir kadın vardı. Ta ki köye bir hastalık mikrobunu bulaştırıncaya kadar. Hastalık köyde yayılınca irtibatlı olduğu batılı bir devlet vasıtasıyla bu hastalığın tedavisinin ücretsiz yapıldığı bir sağlık merkezi kurdu o zaman işler değişti. Söz konusu hastalığa yakalanmış, ailesi tarafından artık kendisinden ümidini kestiği bir çocuğu sağlığına kavuşturunca ve bunun tüm köy ahalisi arasında duyulmasıyla bir gecede koca köy Hıristiyan oldu.