A. Yasin Demirci
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Türk dış politikasına yeni bir vizyon kazandırdığı yadsınamaz bir gerçek. Yerli ve yabancı yayın organlarında Türkiye’nin dış politikasına ilişkin yapılan analizlerde “oyun kuran, inisiyatif alan, özgüveni yüksek, merkez bir ülke olma yolunda ilerleyen” gibi övgülere artık sıklıkla rastlanıyor. Gerçekten de Türk dış politikasının hak ettiği övgüler bunlar.
Son Ermenistan açılımın ardından Ermenistan parlamentosunun eski başkanı Tigran Torosyan Türkiye’nin Kafkaslar’a yönelik politik hamlelerinden elde ettiği başarıları bakın nasıl sıralıyor: Tigran, Armenia Today’de yer alan “Türkiye Güney Kafkasya’ya dönüyor” başlıklı yorumunda diyor ki:
- Türkiye “soykırımın” uluslararası alanda tanınması sürecinin dondurulmasını sağladı.
- ABD Başkanı Barack Obama’nın 24 Nisan’da “soykırım” terimini kullanmasını engelledi.
- Ermenistan yönetimiyle Ermeni diasporası arasında eşi görülmedik bir gerginlik yarattı.
- Türkiye Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin daimi olmayan üyeliğine seçildi.
- Türkiye’nin bölgesel süreçlerdeki etkinliği önemli ölçüde arttı.
- Türkiye’nin Rusya, ABD ve Avrupa Birliği ile ilişkilerinde eli çok güçlendi.
Tüm bunlar haklı tespitler değil mi? Ne dersiniz?