
Bir sabah dergiye gelirken iki kadın gördüm. Biri elli yaşlarında, diğeri yetmiş. Elli yaşlarında olan yetmiş yaşındaki kadının koluna girmiş ve yürümesine yardımcı oluyordu. Hallerinden anladığım kadarıyla birbirlerini ilk defa görmüşlerdi. Yaşlı kadın diğer kadına “bana okur musun yavrum” dedi.
Rahatsızdı ve iyice yaşlanmıştı ya, “okur musun?” diyerek şifaya vesile olacak birkaç dua etmesini, Kur’an’dan bazı sûreler okumasını istiyordu anlaşılan. Elli yaşındaki kadın da bu sözler üzerine şöyle dedi: “Ben herkese okuyorum zaten, sana da okurum.”
Onların bu konuşmaları beni şu düşüncelere sevk etti: İşte yurdumun insanı bu. Ağzı dualı, kalbi yufka milyonlarca insan var bu memlekette. Herkese okuyan, yani dua eden, herkesin iyiliğini isteyen memleketimin insanı. Bu ruh var ya, bizi biz yapan her şeyi barındırıyor içinde. İki yaşlı kadın ile bütün insanlık arasındaki bağlantıya bakın. “Ben herkese okuyorum zaten” derken, yüreğinin temizliğini, diğerkamlığını ortaya koyuyor o teyze. Onun gibiler eksik olmasın hiç…