
Mareşal Hüseyin Tantavi; Hüsnü Mübarek’in devrilmesinden sonra ipleri elinde tutan Yüksek Askeri Konsey’in komutanı. Hazret Wikileas belgelerinde; “Mübarek’in kuklası, ordunun yerinden saymasına neden olmuş, yetersiz ama sadık bir savunma bakanı, reformist olmadığı gibi Müslüman Kardeşleri sindirmek için ordu destekli planlar yapan bir general” olarak tanımlanıyor. Devrik liderin, en sadakatli adamlarından biri olarak bilinen Tantavi’nin bu sadakatini tanımlamak için “Mübarek’in finosu” yakıştırmaları dahi yapılıyordu.
İşte bu zatı muhterem ve başında bulunduğu Yüksek Askeri Konsey, bugün Uluslararası Af Örgütü tarafından çok ağır bir şekilde suçlanıyor. Örgüte göre, “Tantavi ve ekibi, Mısır halkına boş vaatlerde bulunmaktan başka bir şey yapmadı, insan haklarını korumakta başarısız olduğu gibi Mübarek rejiminden daha büyük insanlık suçları işledi.”
Mısır halkının, geçen yıl şubat ayında Tahrir direnişi ile elde ettikleri devrimin askerler tarafından çalınması endişesi hep dile getirilmişti. Bugün Mısır halkının, “Askeri yönetime son. Devrim bizimdir.” sloganlarıyla, Tahrir’de Arap Baharı’nın ikinci raundunu başlatmalarının sebebi, Yüksek Askeri Konsey’in halk devrimini çalma gayretlerinin önüne geçebilmek. Mareşal Tantavi komutasındaki cunta yeni anayasada kendisine ayrıcalık istiyor. Bir başka deyişle askerlerin iradesi, halk iradesinin üstünde olmasını talep ediyor. İstedikleri yasayı veto edebilsinler. Ülkenin temel meselelerinde son sözü söyleyen hep onlar olsun. Eskisi gibi “la yüsel” olsunlar. Yani meclis onları sorgulamasın… Nereye ne harcadıklarına ilişkin kimseye hesap vermesinler…
Mısır halkının bunu kabul etmemesi artık mümkün değildi. O yüzden ikinci devrime soyundular. Ama öyle ama böyle Mısır halkı cuntaya teslim olmayacak, devrimlerini kaptırmayacaktır. Çünkü cin şişeden çıktı bir kere.