
Abdulaziz Karakuş / Genç Haber Merkezi
Kadir Has Üniversitesi’nin son üç yıldır düzenli olarak yürüttüğü, Türkiye’nin gündemini belirlemeye yönelik Sosyal/Siyasal Eğilimler Araştırması’nın dördüncüsü tamamlandı. 17 Ocak Salı günü, Kadir Has Üniversitesi Cibali Kampüsü’nde gerçekleştirilen basın toplantısında, araştırmaya yönelik sonuçlar ile değerlendirmeler basın mensuplarıyla paylaşıldı.
Yapılan araştırmanın sonuçları değerlendirildiğinde ilginç çelişkilerle karşılaşıyoruz. Araştırmada en dikkat çekici bölüm cumhuriyetçiyim diyen kesimde azalma yaşanırken, muhafazakar olduğunu söyleyenlerde artış yaşanması. Muhafazakarların oranı artarken buna paralel olarak milliyetçiyim diyenlerde de artış yaşanması en büyük çelişki olarak karşımıza çıkmaktadır.
Yapılan araştırmaya göre, 2010 Aralık ayında muhafazakar olduğunu söyleyenlerin oranı 15.0 iken, 2011 Aralık ayında bu oran yüzde 20.5`e yükselmiş. Yine Aralık 2010`da Cumhuriyetçi/Kemalist`lerin oranı 26.4 olarak tespit edilmişken, 2011`in aynı ayında bu oran yüzde 20 olarak karşımıza çıkıyor. Milliyetçi olarak kendini tanımlayanların oranında da yüzde 3`lük artış yaşanarak yüzde 16,4`ten 19,3`e yükselmiş.
Kemalist yanımın olmadığına eminim ama muhafazakarlığın yanına da milliyetçiliği koyamıyorum. Yapılan araştırmaya göre muhafazakarlıkla birlikte milliyetçilik de yükselmiş. Ya benim muhafazakarlıktan anladığım yanlış ya da cevap verenlerde bir sorun var. Yoksa, milliyetçiliğin haram kılındığı dinin muhafazakarlığını yapan bir toplumda milliyetçilik yükselmez, azalırdı.
Araştırmada, Türkiye’nin şu andaki en büyük sorunu sizce nedir? sorusuna deneklerin verdiği cevaplarda ilk sırayı işsizlik alırken, ikinci sırada yüzde 28.8 ile terör sorunu yer almasına rağmen kürt sorunu yüzde 4,3`te kalarak bizi şaşırtıyor. Beni şaşırtan, toplumun bu araştırmada da ortaya çıktığı gibi Kürt sorunu ile terör sorunu arasındaki bağlamı anlayamamış olmalarıdır. Şunun anlaşılması gerekir ki, Kürt sorunu, terörden dolayı ortaya çıkmadı, terör, Kürt sorunundan sebeple ortaya çıkmış bir harekettir. Bundan, terörü meşru gördüğümüz anlaşılmasın ama sapla samanı da ayırmak gerektiğine inanıyoruz.
Yakın Bulunan Siyasi Görüşe Göre Türkiye’nin En Büyük Sorunu, Muhafazakarlara göre yüzde 39 ile terör, Cumhuriyetçilere göre yüzde 39 işsizlik, Milliyetçilere göre ise yüzde 37.3 ile terör olarak görülmektedir.
Aynı grupların Kürt sorununa bakışı ise şu şekilde; Muhafazakarlar yüzde 3.4, Cumhuriyetçiler yüzde 3.0, milliyetçilere göre ise 3.1 oranında Kürt sorunu, sorun olarak görülmektedir.
Bir üst paragrafta da belirttiğimiz gibi halkın Kürt sorununa ve teröre bakışında algı yanılması yaşanmaktadır. Sorun yanluş tanımlandığı takdirde çözüm yolları da yanlış olur ve 30 yıldır olduğu gibi çözüm bulunmaz.
Belirttiğimiz gibi, burada sorun tam olarak anlaşılmadığından çözüm de doğru biçimde ortaya konulamamıştır. "Terör Sorununun Çözümü için En Etkili Yol sizce nedir" sorusuna verilen cevaplarda, bu yanlışı net olarak görmekteyiz. Çözüm olarak, Askeri yöntemleri seçenlerin oranı 2010 Aralık ayında yüzde 31.6`iken, 2011 Aralık ayında bu oran 44.2`ye yükselmiştir. Yükselişte olmasını umduğumuz çözüm yolu, Siyasi Yöntemler ise yüzde 4 gerileyerek yüzde 33.4`ten 29.5 olmuştur.
Muhafazakarlığın yükseldiği bir toplumda, Kürt sorunu ile terör sorununun tam manasıyla anlaşılmamış olması ve çözüm yolu olarak tekrar silahın ilk sıralara yükselmiş olması bizi hayal kırıklığına uğratmıştır.
Son olarak incelenmesi gerektiğine inandığımız kaliteli bir araştırma yapılmıştır. İlgilenenler için: