• Reklam
  • Künye
  • İletişim
  • ABONE OL!
  • GENÇ'e Yazı Gönder
  • Atölye Çalışmaları
    • Yazı Atölyesi
    • Fotoğraf Atölyesi
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS
Kısa yoldan ABONE olmak

logo

  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
Anasayfa
  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
  • GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!
  • Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!
  • GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!
  • Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız
  • GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!
  • Kötülüre Karşı Farkındalık Şart
  • GENÇ Dergi Ekim 2024 Sayısı Çıktı!
  • Bazen Etkili Bir Kulüp, Bir Ömrü Işıldatır!
  • GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!
  • Çiçeği Erkeklere Kaptırdık
  • GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!
  • Güzel Olacağım Derken Ucube Hâle Gelmemek Lazım!
  • GENÇ Dergi Temmuz 2024 Sayısı Çıktı!
  • Renkli Propagandanın Ardında Çok Büyük Dramlar Var
  • ANASAYFA
  • Okur - Gezer
  • Dersimiz Kayrımcılık

Dersimiz Kayrımcılık

29.12.2011 14:10
Okur - Gezer
4358
Sami Yaylalı

Kayıransak bu alışkanlığımızdan vazgeçmeli, kayrılansak kayrılmayanları gözetmeli, kayrılmayansak hakkımızı aramalı… Meli-malı insanlık hakiki insanlık olmalı…

Adaletin azaldığı yerde kayrımcılık başlar. Ana kucağında başladı kayrımcılık. Bir annenin tüm çocuklarına eşit sevgiyi gösterebileceğine kimse inanmasın. Oğluyla kızını, büyüğüyle küçüğünü, uzunla kısasını, zekiyle safını, güzeliyle çirkinini, kendisine benzeyenle kocasına benzeyeni, sarışınla esmeri, ela gözlüyle boncuk gözlüyü, yaramazla usluyu ayırmıştır anacıklarımız. Bu ayrımdan sonra gelen kayırım çocuğun tüm hayatını etkileyecek güçte maalesef.

Baba ocağındaki kayırım hayatın tam da merkezinde. Kimin okuyarak belli bir yaşa kadar sürekli destekleneceği, kimin zamanı gelince iyi bir ustanın ya da esnafın yanına verilip eli ekmek tutar hale getirilmesi gerektiği, kimin ev işlerinde annesine daha çok yardım etmesi gerektiği, kimin bahçe işlerinde babaya yardım etmesi gerektiği, kimin önce evlenmesi gerektiği hep baba ocağı temelli kayrımcılığın argümanlarıdır. Babanın bu argümanlar üzerinden yaptığı seçimler memnuniyetsizlikleri getirir çoğu zaman.

Okula başlarız ilk öğretmen, bizim temizliğimize, ailemizin yapısına, çalışkanlığımıza, zekâ kapasitemize, beslenme çantamızda ne olduğuna, sınıf arkadaşlarımız arasındaki saygınlığımıza, sportif faaliyetlerdeki başarımıza, şarkı türkü söyleyip söyleyemediğimize, ödevleri yapıp yapmadığımıza göre bizleri sıralar. Bu sıralamadaki yerimiz çok ilerdeyse bizimle özel olarak ilgilendiği durumlar olur, diktatöryasını kurup bizi sınıf başkanı seçtirdiği bile olur, ama sıralamada sonlara doğruysak bizimle özel olarak ilgilenmesini bırakın çobanlığımızdan şark çıbanlığımıza kadar olmadık hakaretlere maruz bırakır.

Üniversiteye gelince işler anormal ciddileşir, hoca sayısı arttıkça infaz kriterlerimiz de artar. Yüzlerce etikete maruz kalırız. Giyim kuşamımız, markalarımız, takımlarımız, siyasi görüşlerimiz, inançlarımız, bağlı bulunduğumuz kulüpler, bağlı bulunmadığımız kulüpler, bildiğimiz diller, mezun olduğumuz okullar, oturduğumuz semtler, memleketlerimiz, şivelerimiz, dinlediğimiz müzikler, beğendiğimiz filmler, hayranı olduğumuz insanlar, okuduğumuz kitaplar, hobilerimiz, üniversiteye ulaşım şekillerimiz, taşıdığımız aksesuarlar, anne ve babalarımızın meslekleri, kardeşlerimizin ne yaptıkları, isimlerimizin anlamları ve isimlerimizden memnun olup olmadığımız ve daha birçok ayrıntı bizim üzerimize yapışır kalır. Bütün bu yapışkanlara alışsak bir türlü alışmasak bin türlü dert. Cevap verirsin seni “yarası olan gocunur” diyerek oyuna getirirler cevap vermezsen kabul ettiğini düşünür seni daha fazla gündemde tutarak dalga geçerler. Nereye kaçmak istersen iste pek de kurtuluşun yok açıkçası. Bütün bu özelliklerin tersine sahip insanlar hocalar tarafından bizzat sevilir onlara ayrıcalıklar tanınır. Sınavlarda boş kâğıt verip yüksek not alanlarına bile şahidiz şu 5 yıllık üniversite hayatımızda. Hocanın bir konuyu, sevdiği bir öğrenci istedi diye defalarca anlattığı görülmüştür. Kopya çektiğini görmesine rağmen görmezden gelme çabaları, sınavda çıkacak soruların önceden söylenmesi ya da ima edilmesi, yerli yersiz iltifatlar, ailesinin halini hatırını sormacalar bizzat karşılaştığımız hadiseler.

İş hayatında durum daha bir farklılık kazanıyor. Usta, kendisine eti senin kemiği benim hesabı verilen çırağı tabiri caizse maskara ediyor. Çırak, sabah namazından önce yola koyuluyor, yolda ezanı duyduğu camiye girip sabah namazının sünnetini kılıyor ve camiden çıkıyor, yürümeye devam ederek farzı kılacağı camiye geliyor orada farzı kıldıktan sonra yoluna devam ediyor, gün ağardığında ancak dükkâna varabilmiş oluyor. Dükkânı açıp hemen temizliğe başlıyor, akşamdan kalan aletleri topluyor, hepsini sırasıyla yerine yerleştiriyor, cebinde parası varsa yoldan geçen simitçiden bir simit alıp kemirmeye başlıyor. Bu para onun yolu yürümeyi göze alıp simide ayırdığı son para. Simidi olabildiğince uzun lokma aralıklarıyla yiyor, ama diğer çırak gelmeden bu simidi de bitirmesi gerekiyor. Diğer çırak ustanın ilk göz ağrısı, kalfa bile sayılır. İşi biliyor, ustanın söylediğini anlıyor tüm alet edevatı ezbere kullanıyor. Usta’nın kayırdığı eleman budur. Dükkândan içeri girer girmez ustanın koltuğuna oturuyor, oradaki eşyaları kurcalıyor kasıtlı olarak da dağıtıyor. Usta gelince dağıttığı için ona kızmayacak, toplamadığı için diğer çırağa kızacak bunun bilincinde. Diğer çırak ona kuma gibi geliyor adeta bir kımız zararlısıymış muamelesi yapıyor. Öğle vaktine doğru ustaları çıkıp geliyor. Yeni çırağa birkaç küfür savurduktan sonra eğer ortamda ters bir şey görürse tekme ve tokadı da küfürlerine ekleyerek yeni çırağı iyice eziyor. Koltuğuna oturduğunda karnının acıktığını düşünerek az önce dövdüğü çırağına yemek söyletiyor. Yemek tek kişilik. Çıraklara yemek yok tabii ki. Onlar kendilerine verilen harçlıktan alacaklar yemeklerini. Tabi ustanın yemeği onların bir haftalık harçlığına yakın bir tutara sahip. Küçük çırak ufak tefek bir şeylerle nefsini köreltiyor diğer çırağın haftalığı daha fazla olduğu için yeni çırağın canını da çektirecek şekilde bir şeyler söylüyor kendisine. Ustamız yemeğini yiyip çayını içtikten sonra işe başlıyor. Gece yarısına kadar işe devam ediyor usta çünkü işin yetişmesi lazım. Sabah yattığı vakti geceye saklıyor. Ama çıraklar yatmamış olmalarına rağmen, gece usta çıkana kadar dükkânda durmak zorundalar. Eski çırağın evi ustanın yolunun üzerinde usta arabasıyla onu bırakıyor evine. Diğer çırağı sormayın onun ne arabası var ne de otobüs parası. Bütün günün ve gecenin yorgunluğuyla evine doğru adımlıyor. İş yerinde yatmayı aklından bile geçiremez böyle bir şeyi usta fark ederse işten çıkması an meselesi. İşin en garip yönü eski çırak da yeni çırak da bir gün usta olduklarında ustalarının yaptıklarının aynısını belki daha kötüsünü yapacaklar…

Profesyonel iş hayatında olay biraz daha faz değiştiriyor. İşteki tecrübemizin yanında ek özelliklerimiz bizi ileri taşıyor. Bu da genelde patronla, şefle, müdürle ve diğer çalışanlarla uyumumuza bakıyor. Herkes uyum sağladığı kişiyi diğerlerinden üstün görüyor. Ona güveniyor. İş yerinin muhtaç olduğu elemansanız sizden önce işe girmiş insanlardan daha fazla bir maaşla işe başlamanız söz konusu olabiliyor. Bu daha çok teknolojik konular üzerinden oluyor. Teknolojiye uyum sizin kayrılmanıza en çok sebep olan konu haline geliyor…

Hayatın neresinde olursan ol, yani kayıran, kayrılan ve kayrılmayan insanlarla karşılaşmamız mümkün, çoğu zaman bu döngünün aktörlerinden olduğumuz da bir gerçek. Bu döngüyü kırmanın yolu, önce kendimizi bu döngünün dışına atmaktan geçmektedir. Kayıransak bu alışkanlığımızdan vazgeçmeli, kayrılansak kayrılmayanları gözetmeli, kayrılmayansak hakkımızı aramalı… Meli-malı insanlık hakiki insanlık olmalı…

*Kayrımcılık: Sözlüğümüzde yer almamaktadır, ayrımcılık sözcüğünden etkilenilerek kayırma hali anlamında kullanılmıştır.

BU YAZIYI BEĞENİN:

Yazar Hakkında

Sami Yaylalı

Bir nisan günü bin dokuz yüz seksen altıda dünyaya gelmiştir. Kimileri bu durumun bir şaka olduğunu düşünse de onlara aldırış etmez. Ölçü, Mevzi, Mizan gibi çeşitli kısa süreli fanzin dergiler çıkarmıştır üniversite yıllarında. Kül Öykü, Notos Öykü, Söz Ola, Mahalle Mektebi gibi dergilerde az da olsa öykü deneme şiir gibi çeşitli alanlardaki yazıları yayınlanmıştır. Ge...

Fikrinizi / Yorumunuzu Bizimle Paylaşın...

Son Manşetler

  • GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

  • Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!

  • GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

  • Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız

  • GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

  • Kötülüre Karşı Farkındalık Şart

  • GENÇ Dergi Ekim 2024 Sayısı Çıktı!

  • Bazen Etkili Bir Kulüp, Bir Ömrü Işıldatır!

  • GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!

  • Çiçeği Erkeklere Kaptırdık

  • GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!

  • Güzel Olacağım Derken Ucube Hâle Gelmemek Lazım!

  • GENÇ Dergi Temmuz 2024 Sayısı Çıktı!

  • Renkli Propagandanın Ardında Çok Büyük Dramlar Var

  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
  • 11
  • 12
  • 13
  • 14
  • Tümü

Benzer Yazılar

Ayak Takımıyız Ayakta Kalmalıyız!
Ayak Takımıyız Ayakta Kalmalıyız!
Ayakkabılarım yine su alı...
Şaka Gibi
Şaka Gibi
Ateist Kızların Batıl İti...
AllahinemriPeygamberinkavli.Kom
AllahinemriPeygamberinkavli.Kom
Genç çiftlerin boşanma ri...
Aslan`a Harry 1 Nonda 1 Aşısı
Aslan`a Harry 1 Nonda 1 Aşısı
Oldum olası gazetelerin s...

Genç Dergisi 194. Sayı

POPÜLER YAZILAR

  • Son Eklenen
  • Çok Okunan
  • Haber Merkezi

Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!

GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız

Kötülere Karşı Farkındalık Şart

GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

GENÇ Dergi EKİM 2024 Sayısı Çıktı!

Genç Dergi Mayıs Sayısı Çıktı! 8431319

Bagamoyo Afrika... 4919180

Kasım Sayımız Çıktı! 3490754

Hangi Filmi Neden İzleyelim? (Özel Çalışma) 1187333

Bkz: Doğu Türkistan 429102

En Güzel Cuma Hediyeleri! 287488

10 Soruda Sen Kimsin? 275897

31.12.2024

GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

01.12.2024

GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

01.11.2024

GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

02.10.2024

GENÇ Dergi EKİM 2024 Sayısı Çıktı!

01.09.2024

GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!

31.07.2024

GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!

20.06.2024

Dertle Yüzleşince Dertler Yüzleşince

Tüm Videolar

Video GENÇ

En Önemli Yetenek: Sunum!
Takip Edin

GENÇ Twitter Akışı

@gencdergi kullanıcısından Tweetler
TÜM FOTOĞRAFLAR

FOTOĞRAF GALERİSİ

  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
TÜM YAZILAR

GENÇ BİLİM

  • Yazmak Üzerine Bir Swot Analiz
    İnsanlığın tekâmül süreci...
  • Adâb-ı Muâşeret Hastalıkları ve Edebî İyilik Hâli
    Âdâb-ı muâşeret hastalıkl...

GENÇ FACEBOOK AKIŞI

Genç Dergi

İLETİŞİM

Reklam
ABONE OL!
Künye
Yazarlar
İletişim

GENÇ'ten

GENÇ'e Yazı Gönder
Yazı Atölyesi
Fotoğraf Atölyesi
Psikolojik Danışman
Ödüllü Test










GENÇ Bilişim © 2006 - 2025 . Tüm Hakları Mahfuzdur.
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS