Nedim Kaya
‘‘Erdoğan kişi adam, ümit edirik ki sözünde duracak.’’
Bursa’daki Türkiye Ermenistan maçının hemen ardından halen Büyükelçilik görevinde bulunan bir Azerbaycanlı arkadaşım aradı. Aramızda şöyle bir diyalog geçti:
Arkadaşım: Ne güzel kardeş kardeşe Sarı Gelin eşliğinde hasret gideriyordunuz, kıskandık doğrusu…
Ben: Haydi yeme bizi sanki arka planı bilmiyorsun, bu işi senden iyi kimse bilemez
Arkadaşım: Neyi benden iyi kimse bilemez ne demek istiyorsun?
Ben: Haydi ama bizim gibi aciz vatandaşların inandığı ve teselli bulduğu gerçeği bana da inkar etme. Biz sıradan Türk vatandaşları "nasıl olsa arka planda Azerbaycan, Ermenistan, Türkiye, Rusya ve Amerika’nın içinde olduğu ve tarafların rızası dahilinde, göstermelik rahatsızlıklara da yol vermeyi göze alarak genel bir yol haritasının çizildiğine inanıyoruz. Bugün sınır açılacak yarın Karabağ’ın en azından beş rayonu terkedilecek, öbür gün yeni gelişmeler…"
Arkadaşım: Doğru hakikaten bu konunun iç yüzünü en iyi bilenlerden biriyim diğer konuya gelince sana söylüyorum; Kur`an hakkı için yok arka planda böyle bir anlaşma falan. Tamamen satıldık desek yeridir. Oysa biz verilen sözlere çok güvenmiştik.
Söz konusu Azerbaycan olunca benim objektif olmam beklenemez. Ne de olsa Azerbaycan benim iki vatanımdan biri. Ama yine de fikirlerim size bir Azerbaycanlı yaklaşımı ortaya koymak açısından faydalı olabilir. Benim tezime göre Ermenilerin bütün bu soykırım meselesinde başarılı olmalarının ana sebebi bu konularda objektif olmayı asla bir seçenek olarak görmemeleridir ve yine benim tezime göre objektif davranmamayı politika haline getiren bir nesile karşı objektif tutum takınmak sadece kaybettirir. Ermenistan’la görüşülebilir, sınırlar tartışılabilir ama her iki tarafın ön yargıları bir tarafa koymayı başarıp gerçekten barışmaya gönüllü olduklarını sergiledikleri gün. Bu gün Ermenistan ders kitaplarında temeli Türk nefreti üzerine kurulmuş safi bir sistem var. Ermeniler açısından bu sistemden vazgeçmek Anayasamızdaki "Türkiye Cumhuriyeti’nin dili Türkçedir " veya "Vatan bölünmez bir bütündür" gibi tabirleri kaldırmakla eşdeğer bir olaydır. Bu nefret devam edecekse bu sınırların açılması neye yarayacak merak ediyorum.
Azerbaycan’da bulunduğum yıllar esnasında Türkiye’nin sınırları açmamasının ne manaya geldiğini çok iyi görme şansım oldu. Ermenilerin bas bas bağırarak uluslararası camiaya "Türkiye ile Azerbaycan arasında sandviç olmuş zavallı Ermeniler" durumuyla şikâyetçi oldukları konu belki de Karabağ’ı boşaltmalarına sebep olacak tek amildi. Ben hala sayın büyükelçi kardeşimin yanıldığına ve daha üst düzeyde Karabağ’ın durumunun garantiye alındığı görüşmelerin var olduğuna inanmak istiyorum.
Mevcut hükümetimizin ve tanıdığım ve sonsuz saygı duyduğum kadarı ile dışişleri bakanımızın böyle ham bir politikaya yol vermeyeceklerine sonsuz ümit besliyorum. Azerbaycan halkının ekseriyeti de aslında "Erdoğan kişi adam, ümit edirik ki sözünde duracak" benzeri cümleler sarfetmektedir ama bu cümleler son gelişmelerle artık şüphe kırıntılarından ari değil.
Azerbaycan’da kapanan camiler ve inen bayraklara gelince… Bu konuyu paylaştığım bir üst düzey Azerbaycanlı yetkiliyle aramda geçen diyalog şöyle:
Ben: Muallim biliyorum son zamanlarda olan bitenler Azerbaycanlı kardeşlerimizin duygularını incitiyor. Ama buna Türkiye Türklerinin duygularını incitecek bir davranışla cevap veremezsiniz. Bu durum Türk kamuoyunun vicdanında Azerbaycan’la olan sevgi ve nefret bağlarının karşılıklı menfaat ilişkilerine dayandığı izlenimlerini doğurur. Olay menfaat ilişkisine gelince de "gazı keseriz iş biter politikası" zannedildiği gibi Türkiye’yi korkutmaz. Oysa Türk kamuoyunun vicdanını rahatsız eden bu tür girişimler olmasa en kötü halde bile olay Türkiye’deki mevcut hükümetin bir hatası olarak tarihe geçecektir. O yüzden bu önlemleri çok tehlikeli buluyorum
Üst düzey yetkili: Dediklerine tamamen katılıyorum ama bizimkiler de imam hatipten mezun değil. Devlette en aparıcı noktalarda bulunanlar aynı zamanda komünist ideolojiyi baz alan bir eğitimle yetişmişlerdir. Onlara göre Ak parti gibi muhafazakâr tabanlı bir partiyi en çok acıtacak olay cami veya Kur`an Kursu kapatmaktır ki onlar da onu yapıyorlar. Konu Ermeni meselesi olunca her hangi bir politikanın karşısında durmak ne kadar zordur bilirsin.
Sınır açılır da Karabağ da olumlu bir gelişme olmazsa asıl o zaman her Azerbaycanlı gibi benim de yüreğim acıyacak, belki o zaman o acıyla başka bir yazı kaleme alacağım. Allah o yazıyı asla yazdırmasın.