Sadece İstanbul`un değil, insanlığın da silueti bozuluyor!..
Ne güzel değil mi artık her yer lüks konutlar, siteler, kentler, cityler ile doluyor. Oysa parkı, marketi, spor salonu içinde olan bu yerler; içinde yaşayan insanları da kategorize ederek bir nevi ayrıştırma rolü( gettolaşma mı desek) oynuyor.
Burada oturan insanlar kendilerini şehrin –kendilerince- karmaşasından çekerek, cehennemin ortasında sığınılacak bir yer bulmuş olma sevinci ile yaşayıp gidiyorlar.
Hadi güvenlik açısından, sakinlik açısından bu hallerini kabul edelim. Ama kabul edemeyeceğim bir durum var. engelliler, yaşlılar ve hastalar için “özel” diyerek site kurmak.
Engelliler ve yaşlılar için özel sitelerin oluşturulması, sizce de onların bir arada toplumdan dışlanması anlamına gelmiyor mu? İlk bakışta çok güzel gibi görünebilir. Onlar için tasarlanmış kapılar yollar parklar onların işini kolaylaştırıyor olabilir. Ama onların ruhunda açılan yaraların bizim kalbimizin üzerindeki izdüşümü bu sayede siliniyor, tahrif oluyor.
Çocuğumuzla yürürken parmağımızı uzatıp göstereceğiz uzaktan. Bak oğlum burada engelliler yaşıyor, burası yaşlılara ait. Çocuk görmeyecek, yakından tanımayacak ve hayatı boyunca onlarla karşılaşmadan ömrünü nihayete erdirecek belki de.
Gün olup hasbelkader karşılaştığında ise tepkiler verecek korkacak, kaçacak, istemeyecek çünkü böyle bir toplumda çeşitli insanların arasında büyümemiş olacak. Ve belki de ruhunda bir yerlerde bir korku miti oluşacak. Oysa her türlü insanın yaşadığı bir mahalle insanlığın özeti gibidir.
Yaşlının yanında imtihanı, engellinin yanında sağlığın kıymetini ve hesabını daha kolay düşünürsünüz. Bir komşu ziyaretinde ya da bir bayram namazında pat diye karşınıza çıkan sorulardır onlar.
Tekrar söylüyorum yaşlılar-engelliler -hastalar için özel siteler yapılmasın! Çözüm bu değil. Çözüm; her yeri onlara uygun hale getirmekten geçiyor!
Çözüm rabbimizin onlardan aldığı her eksikliği bizdeki varlık ile tamamlamayı murad etmiş olduğunu hatırlamaktan geçiyor.