Abdullah Güner
Fantastiko hayatım…
Megaloman kişiliğim, egoistçe bir yaşam tarzım var, benim.
Kim miyim ben? Ben işte, senin gibi yaşayan, genç. Ben hep twitter’dayım.
Bir arkadaşımın davetiyle başladığım ve sonrasında haber kaynağı olarak kullanmaya devam ettiğim Twitter; kullanıcıya 140 karakterli bir hayat sunuyor. Amerika’da yaygın bir kullanım alanı bulunan Twitter, ülkemizde son bir senedir revaçta. İnsanlar artık Twitter üzerinden haberleşiyor, hayatlarını yorumluyor ve kuruyor. Twitter’ın sizden istediği, gün içinde ne yapıyorsanız bunu 140 karakterle anlatmanız. Neden peki, neden yapar bunu? Kısaca şundan: Sizin neler yaptığınızı aktarmak, arkadaşlarınızın veya ünlü iseniz sevenlerinizin sizden haberdar olmasını sağlamak için. Takibe aldığınız veya sizi takip eden insanların ana sayfalarında, sizin veya onların yaptığı da anında görüntüleniyor. Ayrıca birbirinizin profiline girip daha önce neler yaptığınıza da bakabiliyorsunuz. Şimdilik, gençliğin doldurmuş olduğu facebook’un alternatifi olduğunu iddia edebilir miyiz, bilmiyorum, ama burada yaşamaya başlayan gençler var artık.
TWITTER’DA GÖRDÜKLERİM
Bizim insanımızın Amerikalı kullanıcılar gibi daha çok neler yaptığını değil, neler düşündüğünü yazdığını gördüm. Çünkü yaptıkları faaliyetten çok, düşündükleri şeyleri yazıyorlar. İnsanların nasıl hayatlar yaşadığını gördüm. Yazarlara baktığımda “bu insanlar nasıl yazar olmuşlar” derken, onlardan aslında ne kadar da uzakta olduğumu gördüm (Bunu görmek için twitter’ınızın olmasına da gerek yok. Ama burada şahit de oluyorsunuz ve “gerçekten öyleymiş” diyorsunuz). Sanatçıların ne kadar uçlarda dolaştığını, insanların özel hayatlarını yazarken kendilerini ne kadar da açığa vurduklarını üstelik bundan hoşlandıklarını gördüm.
TWITTER’LA YAŞAMAK
Twitter aracılığıyla arkadaşlarınızdan haberdar olmanız sizi telefonla konuşmaktan, mesaj atmaktan, msn’de o kişiyi arayıp bir de facebook sayfasına bakmaktan alıkoyacaktır. Yani bir anlamda, ekonomik paket olarak düşünebilirsiniz de. Fakat sizi daha çok internetin yapaylığında canlılık aramaya itecek ve sizin bu alemde daha fazla vakit geçirmenizi sağlayacaktır. Yaptıklarınızı değil, neler düşündüğünüzü yazacaksınız pek çokları gibi. Böyle kullanmak aslında amaç dışı oluyor, ancak söyleyeceğiniz nitelikli sözler için de bir fırsat yaratılmış durumda. Bu fırsatı bir Twitter’a sahip genç nasıl kullanıyor? Karşılaştığım tabloda, nedense burada vakit geçiren gençlerin çoğunlukla internet bağımlısı olduğunu ve fantastik bir hayatın, megaloman düşüncenin, egoistçe yaşamın derinliklerinde gezdiklerini gördüm. Vakit geçirmek demişken, gelin burada vakit geçiren gençlerin neler yaptığına bakalım. Neler yapıyorlar ki, neler yazıyorlar? Bakalım, neler yazmışlar, işte Twitter’lı gençlerden bazı alıntılar:
“Kızartmalar masamda, okuyorum ama yalnızca eğlenmek için… Nedenlerden nefret ediyorum… Hiçbir zaman karar alamayacak mıyım ben? Hep ihtimaller içinde mi dolanacağım, hep sis içinde mi olacağım? Ne yapmak istediğimi bilmiyorum… Dünyada en kötü şey kararsız kalmak, o kadar berbat bir his ki…
Alışverişten geldim, annem mağazayı satın aldı resmen, eve taşımak çok zordu, çok yoruldum twittttttt ya… Afro Samurai seyrettik (ben ve biricik tavşanım fifi):) .”
TWITTER’LA NEREYE?
Twitter, son durumda, yalnız kalmış ve kendini internette yaşanacak hayatlar olduğuna inandırmış gençlerle her geçen gün dolmakta. Onunla yatılıp, onunla kalkılan, kendisine selam verilen, uyumaya giderken iyi geceler dilenen, sabah kalkınca günaydın denilen ve neredeyse ağzı olsa yedirilip beslenecek yeni bir hastalıklı alanı görüyoruz. Amerikan rüyası yine bizi sarmış durumda ne yazık ki. Çünkü facebook gibi paylaşım sitelerinin artık youtube benzeri video paylaşım sitelerinin formatına kaydığı, gençler için bunun ötesinde bir alternatif kullanım olanağından uzağa düştüğü gün gibi aşikar. Amerikalı kapitalistler boş durmamış, çalışmış gençler için. Kim bilir daha neler düşünmüşlerdir, pek yakında kokusu çıkar, meraklanmayın. Bugün yaşayan bir gencin kafasında internette yapmayı planladığı iyi ve güzel çalışmalar olmalıdır. Biz bir şeyler yapmıyorsak, birileri bizim için bir şeyler yapıyor. Ne diyelim, hayır olur sonu inşallah. İ.Hakkı Erzurumi’nin sözüyle bitirelim:
Hak şerleri hayır eyler / Ârif anı seyreyler / Zan etme ki gayreyler / Mevlâ görelim neyler, neylerse güzel eyler.