Ayşe Polat
Benim psikolojimi düşünmeyen hocalarımdan çocuk psikolojisini nasıl öğrenebilirim ki!
Yarım saat kadar önce derse bir anda dekan geldi. Ben daha geldiğini fark edemeden “çıkar onu kafandan” diye bir ses yükseldi. Konferans salonunda tam da köşe tarafta otururken, şaşkınlıkla ne olduğunu anlamaya çalışırken, yükselen sesle beraber tüm bedenlerin ve yüzlerin bana doğru yönelmesiyle bütün oluşan bu eylemlerin benim için olduğunu algılamak zor olmadı. (Kullandığım peruğun üzerine üzerimdeki elbisenin şapkasını yarı şekilde kapaklamıştım.)
Üniversite hayatımda inancım gereği yaşadığım vakalara bir yenisi daha eklendi. (Hiç yokmuş gibi sanki…)
Şu an formasyon dersindeyim… Nilüfer hoca çocuk eğitiminin öneminden ve çocuk psikolojisinden bahsediyor. Peki bu psikoloji ilk ve ortaöğretimde mi önemli sadece? Üniversitedeki öğrencilerin psikolojileri bir hiç mi!!!
Şu an öğretmenlik hayatım için eğitim alırken benim psikolojimi düşünmeyen hocalarımdan çocuk psikolojisini nasıl öğrenebilirim ki!
Yeni bulunduğum bir ortam burası. Gözlerim dolup dolup taşmaya çalışırken, bu tanımadığım insanlar içinde daha fazla bakışlara maruz kalmamak için kendimi tutuyorum… Neden her zaman diğerleri önemli? Neden bizi diğerleri demeye itiyorlar? Çok sevdiğim bir hocamın da söylediği gibi “başörtülü öğrenciler okul hayatlarına diğer öğrencilerden 1-0 geride başlarlar…” Bu cümleyi bugün çok iyi anlattı bana o insan…
Öğrencilere öyle bir işlemişler ki; dışarıda başörtülerimizi yaptığımız esnada 1. sınıftan bir arkadaş “kahretsin ya! gördü.” dedi. Ben de “hayırdır? Ne oldu?” deyince, “sınıftan bir arkadaş başörtümü açarken gördü beni. Dikkat ediyordum oysaki, görmesinler diye”… Duyduklarıma inanamadım… Resmen o arkadaş kimliğini, inancını saklamaya çalışıyordu. Onun için üzülürken, bir yandan da kendim için sevindim. Düşündüm de, çok şükür hiçbir zaman bu tarz korkularım ve eylemlerim olmadı. Aksine kimliğimi belli etmek için bahçede başörtümle bulunmaya daha çok dikkat ediyordum. O insan (bu yazıyı yazmama sebep olan baş karakter) bu yaşanılanları duysa eminim çok sevinirdi.
Gelecekteki öğrencilerim için aldığım 2 saatlik eğitim dersimin 1 saati boyunca düşüncelerimden çıkmayan, istenmeyen sesli, zamanımı çalan insan… Beni bu geri bırakışınızın hesabını nasıl vereceksiniz!!!
Ama bu geri bırakmaya çalıştığınız, inançları için taktıkları örtüleriyle başarılara imza atmaya çalışan kızları yıldıramayacaksınız. O gün, o konferans salonunda onca insanın içinde bana sarf edilen o sözler… Hikayenin baş karakteri tarafından sarfedilen o sözler başarılara ulaşmaya çalıştığım bu yolda beni adeta kamçılıyor.
Ne zaman ki bir gün öğrencilerimle başarıya ulaşmamdaki çektiğim sıkıntıları konuşursam ve onları yanımda görürsem… İşte o gün; bugün döktüğüm göz yaşları bana rahmet olarak geri dönecek…