
A. Yasin Demirci
Ortadoğu`da gazeteci iseniz öyle her şeyi yazmanız mümkün değil. Tüm gerçekleri bütün çıplaklığıyla yazmak istiyorsanız ya bir takım ciddi riskleri göze almalısınız ya da merkezi bölge dışında olan yayın organlarında yazmayı tercih etmeniz gerekiyor. İngiltere`de yayınlanan Al Kudsul Arabi gazetesi gibi. İşte bu gazetede geçen ay, Muhammed Salih tarafından kaleme alınan, Ortadoğu`nun ancak yurt dışı merkezli yayın organlarında yayınlanabilecek türden bir yazısı yer aldı. Kısa bir makale ile Arap yönetimlerinin hali pürmelâli ancak bu kadar güzel özetlenebilirdi. Bakın Salih Arap yönetimlerinin halini nasıl özetliyor:
“ABD 1975`ten bu yana Araplara emirler veriyor; bize düşense bu emirleri yerine getirmek. Bize petrol üretimini artırmamızı ve fiyatlarını düşürmemizi emretti, öyle yaptık. İsrail`in güney Lübnan işgaline sessiz kalmamızı emretti, uyduk. Filistin direnişinin Lübnan`dan çıkarılmasını ve Arap vatanına dağıtılmasını istedi; hiçbir şart koşmadan yerine getirdik. Bir numaralı düşmanımız İsrail`le Madrid toplantısına katılmamızı emretti; hiçbir talepte bulunmaksızın bu toplantıya katıldık. İsrail`in her istediğini kabul ettik ve Filistin Yönetimi İsrail`in güvenlik bekçisine dönüştü.
Bizlere özellikle de din ve tarih alanlarında eğitim yöntemlerimizde öz değişimler yapmamızı emretti. Birçok Arap ülkesinde gelecek nesillerimiz için eğitim yöntemleri oluşturması amacıyla Amerikan şirketlerini görevlendirdik. Vatandan ve ümmetten söz etmek, vatandaşı ülkeyi savunmaya ve Müslümanları desteklemeye teşvik etmek teröre yol açan şiddete teşvike girer oldu. Bizden Hamas`ı terörist hareket olarak görmemizi istediler. Bazıları bu söyleme onay verdi ve zalim bir abluka dayattı. Bizi Kaide`yle korkuttular, biz de her sakallıya ve alnında secde izi olana savaş açtık."