
A. Yasin Demirci
Bir taraftan İran`ın tüm uluslar arası baskılara inat nükleer programını sürdürmesi diğer taraftan bölgeyi ısıtan tatbikatlar, milyar dolarlık silah satışları, kritik merkezlere yerleştirilen patriot füzeleri, dağıtılan gaz maskeleri vs…
Kimi analizcilere göre tüm bu gelişmeler yaklaşmakta olan küçük kıyametin en belirgin alametleri. Söz konusu çevrelere göre İran`a yönelik ABD-İsrail ortak yapımı askeri müdahale hiç de uzakta değil.
Kimi analizlere göre ise ne Amerika`nın ne İsrail`in ne de Avrupa`nın hiçbir şey yapacağı yok. İran bildiğini okumaya devam edip nükleer programını sürdürmeye devam edecek. ABD`nin sürekli tansiyonu yükselterek yapmaya çalıştığı şey İran`ı tüm bölge için tehdit unsuru gösterip yaklaşmakta olan “tehlikeye karşı gerekli tedbirleri almalarını” sağlamak. Tedbirden kasıt ne? Daha çok silahlanmak. Nitekim bunu da başarmış bulunuyor. ABD yönetiminin İran`ın saldırı ihtimalini öne sürerek Basra Körfezi`ndeki müttefiklerini silahlandırdığı haberleri Amerikan gazetelerinin manşetlerini süslüyor.
Bush yönetiminden yadigâr plan uyarınca İran`ın artan konvansiyonel silah cephaneliği gerekçe gösterilerek Körfez ülkelerine özellikle füze savunma sistemleri ve savaş uçakları satışından geçen çok kısa süre içerisinde, ABD`nin 25 milyar doları cebe indirdiği ballandıra ballandıra anlatılıyor. Bölgesel silahlanmanın başını 17 milyar dolarla Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) çekerken, onu Suudi Arabistan izlemiş. BAE`nin 80 adet F-16 savaş uçağının yanısıra Patriot ve THAAD füze savunma sistemlerine paraları saçmış. Gazete THAAD için üç Ortadoğu ülkesinin daha sırada olduğu haberini veriyor.