
En önemli hayat düsturlarımdan biri merhametli olmaya dairdir. Tanıştığım kişilerde, hayatımda yer alan ilişkilerde her zaman merhametli olmayı ve bu merhameti göstermeyi esas almışımdır. Nitekim pek çok mecliste iyi insanın hasletlerine dair sorular sorulduğunda, ilk sıraya istisnasız merhametli olmayı yerleştirmişimdir. Demem o ki; merhametli olanın bende yeri her daim başkadır, ayrıdır, özeldir. Kelimelerle anlatamayacağım kadar büyüktür.
Takdir edersiniz ki bir kişinin merhametli olup olmadığını sadece sözlerinden anlamak pek de mümkün değil. Davranışlarına, hal ve hareketlerine, sözlerine, ses tonuna, bakışlarına bazen dokunuşuna bile dikkat kesilmek gerekir. Ses tonu mesela, iyi bir tanıma aracıdır. Nasıl ki öfkemizi kalın ses tonuyla, mutluluğumuzu daha ince ses tonuyla ifade ediyorsak merhametimizi de daha sakin ve dingin bir ses tonuyla karşımızdakine belirtiriz. Yahut içimizden gelmeyerek okşadığımız başı daha uzaktan ve parmak uçlarımızda okşarken, merhametle yaklaştığımızda sıcaklığı hissederiz, o baş avuçlarımızı doldurur ve samimiyetimiz karşımızdakine geçer. Dolayısıyla merhametli olduğunu bize duyurandan ziyade, hissettirene inanırız. Bu özel duyguyu neredeyse herkes hisseder. Çünkü muhatabın hissi bize geçer.
Merhametli olandan zarar gelmez. Gönlünde var olan bu eşsiz duygu, var olan her şeye zarar vermekten kaçınmasına zemin hazırlar. Kimseyi kırmak ve incitmek istemez. Bunun için fedakarlıklar yapar. Ancak fedakarlığı karşısında muhatabından bir şey beklemez. Beklenti karşılığında yapmış olsa zaten bunun fedakârlık olmayacağını bilir. Bazen kendini feda eder, bazen malını, bazen mülkünü… Bu fedakarlıklar ondan hiçbir şey eksiltmez. Aksine artırır. Merhametli olan kişi bunun bilincindedir. Tüm kâinatı merhamet nazarıyla inceler. Rahman ve Rahim olanı anar. Bu yüzden kin tutamaz, kötü söz söyleyemez, haset etmekten kaçınır. Hem doğrudan birilerine/bir şeylere zarar vermekten çekinir, hem dolaylı olarak zararının dokunmasını engellemeye çalışır. Zira merhametli olan hem kendini korur, hem başkalarını. Zorda olana yardım eder, işlerini kolaylaştırmak için uğraşır. Tüm bunları gerçekten, samimi bir merhamet duygusu ile yapanın gücü tükenmez. Çünkü güç kaynağı gördüğü güzel muameleler veya aldığı iltifatlar değildir. Gönlünde yer edinmiş olan bu güzel duygudur. Duygusu halis bir şekilde o gönülde yer edindikçe, gücü de tükenmeyecektir inşallah.
Bazense merhametli olmak acıma duygusuna bırakabilir yerini. Öyle ki bazı kişiler acıma ve merhamet duygusunu birbirinden ayırarak şöyle der: “Acımak hiyerarşik bir ilişki gerektirir. Bir kişiye acımamız demek, kendimizi ondan daha iyi bir halde görmek anlamına gelir. Oysaki doğru anlamda madden ve manen kimin daha iyi olduğunu ancak Allah bilir. Merhamet ise hemzemin bir ilişki sonucu doğar. Karşımızdaki kişi ile aramızda fark olmadığının idrakinde oluruz. Onun haline üzülürüz, bu doğru. Ama bu üzüntü bizi ondan üstün kılmaz. Onun üzüntüsünü paylaşır ve ona yardım etmeye çalışırız”. İşte bu yüzden bazen bize merhamet ettiğini söyleyen insanlar karşısında kendimizi küçük düşürülmüş hissederiz. Birisinin bize acıdığını hissetmek can yakar, merhametle muamele ettiğini hissetmek ise iyileştirir. Hem de öyle bir iyileştirir ki ne kadar büyük olursa olsun derdimiz, birden çözülüverir. Dolayısıyla merhamet ile acıma arasında çok ince bir çizgi olduğunu söyleyebiliriz.
Bazı kişilere göre ise merhametin sınırlarının bulunduğu bir diğer duygu şefkattir. Merhamet sandığımız şey bazen şefkat olarak gün yüzüne çıkar. Böyle olduğunda karşımızdaki kişinin ihtiyacı neyse ona yönelik yardım çabalarına girişiriz. Bu konu hakkında şu örnek meşhurdur: “Soğuk havada, beton yerin üstüne, kısa kollu kıyafetlerle oturmuş çocuğa üzülüp montumuzu verirsek; merhametli davranmış oluruz. Ama bu çocuk ile konuşur, onu anlarsak ve acılarıyla baş etmek için soğuğa meydan okuduğunu öğrenirsek, ihtiyaçlarını daha doğru tespit eder ve farklı yardım çabalarına girişiriz; bu şefkat olur.”
Sonuç olarak diyebiliriz ki; merhametli ve şefkatli olmaktan ve de olandan yanadır gönlümüz. Duamız odur ki; merhametlilerin en merhametlisi Allah’ımız, bizleri merhametinin yeryüzündeki tecellisi olan insanlarla karşılaştırsın. Amin.