
Teleskop dendiği zaman aklınıza ne geliyor? Mercekleri veya aynaları olan, silindirik şekilde bir tüpe sahip ayaklıklı bir gözlem aleti geliyor değil mi? Aslında teleskobun tanımı daha geniş. Çünkü aklımıza ilk gelen bu teleskop yapısı optik teleskoplardır ve bizlere sadece görünür ışığı gösterir. Peki, nedir bu görünür ışık? Elektromanyetik tayf içinde insan gözü tarafından algılanabilen dalga boyu aralığına biz görünür ışık diyoruz. Bu da yaklaşık 400-700 nanometre dalga boyu aralığına denk geliyor. Oysa gök cisimleri gama ışınları, X-ışınları, morötesi ışınlar, kızılötesi ışınlar ve radyo dalgaları da yayar. Yani daha basit bir ifadeyle biz gözümüzle kâinatın çok dar bir kısmını görebiliyoruz. Oysa gözle görünmeyen ancak gerçekte var olan gök cisimleri mevcut. Örneğin en baştaki görsel uzayda aynı yere ait iki farklı görüntü. İlk görüntü görünür ışıkla çekilmiş, ikincisinde ise bu görüntü radyo dalga boyunda alınan görüntüyle birleştirilmiş ve bu şekilde ortaya gizemli bir bulutsu çıkıvermiş.
Atmosferimiz, görünür ışık ve radyo dalgaları hariç tüm ışınımları engeller ve bu yüzden sadece görünür ışık ve radyo dalgaları yeryüzüne ulaşabilir. Radyo dalgalarının dalga boyu kabaca 1-10 cm aralığında. Bu yüzden radyo dalgalarına uzun dalga boyu da deniyor.
Astronomi alanında radyo astronominin önemi büyüktür. Çünkü bugün kâinat hakkında birçok bilgiyi dev çanak anten şeklindeki radyo teleskoplarla yapılan gözlemlerle elde ettiğimiz yadsınamaz bir gerçektir. Çok sayıda karadelik, kuasar ve atarca radyo teleskoplarla yapılan gözlemlerle keşfedilmiştir. Radyo astronomi bambaşka gözlerle kâinata bakmamızı sağladığı için görünür dalga boyunda göremediğimiz birçok gök cismiyle tanışmamızı sağlamıştır. Kâinattaki elektromanyetik tayfın büyük bir bölümü radyo dalga boylarında yer almaktadır. Bugün kâinat hakkında bildiklerimizin yüzde 65’i ancak radyo astronomi çalışılarak öğrenilebilmektedir. Hepsini bir kenara koyarsak; radyo astronomi olmasaydı, kozmik mikrodalga arka plan ışınımından haberimiz olmayacağı için kâinatın kökeni hakkında çok daha az bilgiye sahip olacaktık.
Radyo gözlemlerinin optik gözlemlere göre pek çok avantajı da mevcut. Mesela radyo astronomide gözlem yapmak için optik teleskoplarda olduğu gibi gecenin beklenmesine gerek yoktur. Çünkü radyo dalgaları her an yeryüzüne ulaştığı için gün ışığında bile gözlem yapmak mümkündür. Bunun yanı sıra radyo astronomide havanın bulutlu olması gözlem için herhangi bir engel teşkil etmemesi optik teleskoplar karşısında büyük bir avantaj sağlamaktadır.
Radyo teknolojisi günlük hayatımızda tarımdan tıbba kadar en yaygın kullandığımız teknolojilerin başında gelir. Mesela cep telefonları, uydu haberleşme ağları, roket takip sistemleri gibi birçok cihaz radyo teknolojisiyle çalışır. Dolayısıyla radyo astronomi için yapılan tüm çalışmalar aynı zamanda günlük hayatımızı da kolaylaştıran birçok yeniliğe ön ayak olmaktadır.
Tüm bu durumlar göz önüne alındığında radyo astronominin ve teleskopların, optik teleskoplar kadar önemli olduğu bilimsel bir gerçektir. Dolayısıyla radyo astronomi alanına yapılacak her yatırım ve bu alanda yapılacak her çalışma uzayı keşfetmemizi hızlandıracak bir katalizör görevi görecektir. Nitekim Türkiye Uzay Ajansı’nın 10 yıllık hedefleri arasında ülkemize büyük bir radyo teleskop kurma projesi de yer almaktadır.